[ad_1]
Görsel medya hayatımızın önemli bir parçası. Sinemalarda, bilgisayarlarımızda, telefonlarımızda film izliyoruz. Görsel tüketimimiz, bu içeriğe erişim kolaylığı temelinde artmaya devam ediyor. Günlük olarak çok fazla medya içeriği tükettiğimiz açık olsa da, belli bir türe yönelik tercihleri olan kişilerin özellikleri daha az belirgin. Bu konuda yapılan araştırmaların çoğu, medya tercihleri ile ilgili olarak cinsiyet ve kişilik özelliklerine bağımsız olarak odaklanmış.
Who Watches What?: Assessing The Impact Of Gender And Personality On Film Preferences (Kim Ne İzliyor?: Film Tercihlerinde Cinsiyet ve Kişiliğin Etkisinin Değerlendirilmesi) araştırması ile araştırmacılar, film tercihleri ile ilgili olarak cinsiyet ve kişilik özelliklerinin birleşik etkilerini daha derinden ele almayı amaçlamış.
Birçok çağdaş psikologun savunduğu ve birçok araştırmacının kişilik tercihlerini film tercihlerine göre belirlemek için kullandığı kişilik çerçevesi Big Five Framework’ten yararlanan araştırmacılar, film tercihlerimizin karakterimizi düşündüğümüzden daha fazla ortaya çıkarabileceğini öne sürüyor.
beyazperde’nin haberine göre; araştırmacılar, hedef kitle ve veri kaynağı (Facebook) gibi araştırmayla ilgili bazı sınırlamaların olduğunu kabul etseler de, bakalım sevdiğiniz film türünde size dair bir şeyler var mı?
Fantastik filmleri sevmek, daha büyük bir açıklık (yaratıcı ve maceracı) ve daha düşük dışa dönüklük (daha temkinli) seviyelerini ortaya çıkarır. Daha büyük bir açıklık oranına sahip olmak, genellikle bu filmlerle ilişkilendirilen orijinallikle açıklanabilir. Senaryolar genellikle çok yaratıcı ve zekaya hitap eden türdedir.
Komedi türünü seçen bireyler daha açık (daha yaratıcı ve maceracı) ve biraz daha az insaflı oluyorlar. Detaylara daha az dikkat eden ve dağınıklığa meyilli olan bireyler arasında kadın olanlar erkeklere oranla daha yaratıcı ve sosyal oluyor.
Gerbert Kraaykamp’e göre bunun sebebi, komedi filmlerinin genellikle daha orijinal olmaları, mizah içermeleri, gidişatlarının öngörülemez olması ve geleneksel düşünce biçimlerine meydan okumasıyla açıklanabilir.
Korku filmlerine yönelen bireyler daha az uzlaşmacı (daha az fedakar), daha az dışadönük ve daha fazla gergin oluyor. Çalışmaya göre, daha az uzlaşmacı olma durumu, korku filmlerinden hoşlanmayan insanların daha uzlaşmacı olması ve kişilik özelliklerine uygun, nezaket ve sıcaklık içeren görüntüleri sergileyen filmleri tercih etmeleri ile açıklanabilir.
Daha düşük dışadönüklük seviyelerine gelince bu bulgu, muhtemelen dışadönük kişilerin korku filmlerini sevme eğiliminde olduğu öne sürüldüğü için biraz şaşırtıcı. Finn bu durum hakkında dışadönük kişilerin çok fazla medya tüketiminden kaçındığını ve sosyal etkileşime yöneldiğini söyleyerek olası bir açıklama getiriyor.
Aksiyon filmlerini seven insanlar daha bilinçli (çalışkan), daha az nevrotik (duygusal olarak kararlı) ve daha açık (yaratıcı ve maceracı) kişiler oluyorlar. Tıpkı komedi türünde olduğu gibi, bu türü seven kadınlar, erkeklere göre daha açık oluyor.
Bu türü tercih etmek aşinalık isteği ile ilgili olabilir. Bu teori aksiyon filmleri ile ilişkilendirilen öngörülebilirlik ile uyumlu. Nevrotiklik seviyesinin düşüklüğü, Conway and Rubin’in tezine göre, gerginlik oranı yüksek olan insanların daha hafif filmlere yönelmesi sebebiyledir.
Daha bilinçli (çalışkan) ve daha fazla nevrotik (duygusal olarak daha kararsız) insanlar, romantizm filmlerini tercih ediyor gibi görünüyor. Ve bu türü tercih eden iki cinsiyet arasında, bu türe doğru bir tercih gösteren erkekler kadınlardan daha yaratıcı oluyor.
Romantik filmlerin öngörülebilir gidişatları ve benzer karakterleri olduğu için, izleyicilerin iç dünyasına uyum sağlayabiliyor. Aynı zamanda, kendi hayatındaki gerginlik ve kaygılardan kurtulmak isteyebilecek nevrotiklere rahatlık sağlayan mutlu sonlar içeriyorlar.
[ad_2]
Devamini oku >>