[ad_1]
4 Ekim, tam 87 yıldır Hayvanları Koruma Günü olarak takvimlerde yerini alıyor. İlk olarak 1931 yılında kutlanan bu gün, hayvanlara karşı işlenen suçlar ve yapılan kötü muamele, suistimal ve haksızların önüne geçebilmeyi amaçlıyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde hayvanları korumak için çok sayıda yasa bulunuyor. Örneğin, İngiltere’de hayvanlar “Hissedebilen varlıklar” olarak kabul ediliyor ve 10’nun üzerinde kanun ve yasal düzenleme bulunuyor. Hayvana kötü muamele, işkence, hayvan dövüşleri gibi durumlarda caydırıcı para ve hapis cezası verilebiliyor. Avusturya’da ise 2004 yılında kabul edilen kanuna göre, hayvanlar insana eş varlıklar olarak kabul ediyor. Hayvan hakları ihlallerine göre para cezası veya daha ağır durumlarda 1 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Ancak Türkiye’de hayvan haklarını düzenleyen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanları korumak konusunda oldukça yetersiz. Hayvan hakları savunucuları bu nedenle yasanın değiştirilmesi için uzunca bir süredir mücadele ediyor.
“Hayvana her türlü kötü muamelenin cezası 625 lira”
Türkiye Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Avukat Burak Özgüner, şöyle konuştu:
“Hayvana yönelik şiddet toplumsal şiddetle birlikte artıyor. Tüm bu şiddet olaylarını yazılı e görsel medyadan takip ediyoruz. Türkiye’de hayvana şiddet olaylarının bu kadar yüksek olması bize göre, verilen cezaların caydırıcı olmamasıdır. 2018 yılı itibari ile hayvana yönelik kötü muamele, fiziksel ve psikolojik şiddet, cinsel istismar, aç ve susuz bırakmanın cezası 625 lira idari para cezası. Bu ceza ödenmediği takdirde faillerine hiçbir yaptırım da uygulanmıyor. Bu da başlı başına bir sorun. Biz 7 yıldır yasal yaptırımların iyileştirmesi için mücadele veriyoruz. Ancak verilen sözler hiçbir şekilde tutulmuyor. Biz hayvan hakları savunucuları olarak hayvana yönelik işlenen cezaların caydırıcı olmasını talep ediyoruz. Hayvana işkence yapan, tecavüz eden, şiddet uygulayan faillerin ertelemesiz hapis cezası alması gerektiğini istiyoruz. Bu insanların toplumdan izole edilmesi lazım çünkü, böyle bir toplumsal talep de var. Onlar da tecavüzcülerle, hayvana işkence yapanlarla aynı toplum içinde bulunmak istemiyor. ”
“Acil olarak kanunların düzenlenmesi gerek”
2017’de sadece 493 şahsa idari yaptırım uygulandığını beliren Özgüner, “Her gün hayvana yönelik kötü muamele haberi alırken sadece 493 kişi hakkında idari para cezası verilmesi ne bizim ne toplum talebini karşılıyor. Bu yaptırımların cüzi bir şekilde verilmesi hayvana yönelik şiddettin önünü alamayacak. 20’nci Yasama döneminde gerek Cumhurbaşkanı’nın gerekse de Adalet Bakanı’nın söylediği gibi ivedi bir şekilde kanun düzenlenmesi gerekiyor. Ayrıca hazırlanacak kanun tasarısı ve teklifinin de sivil toplum kuruluşların, barolar ve meslek örgütlerinin görüşleri alınarak hayvanları gerçekten koruyacak şekilde yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Hiçbir 4 Ekim’i kutlamıyoruz”
Hayvan Hakları Fedarasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat ise, “Biz hiçbir 4 Ekim’i kutlamıyoruz. Çünkü, dünyada hayvan haklarının verildiği bu günde maalesef Türkiye’de biz gereğini yapamıyoruz . Hem sivil toplum kuruluşları, hem de Ankara’da çalışan milletvekilleri olarak bugüne kadar hayvan dostlarımız adına verilen hiçbir söz yerine getirmediler. Dolayısıyla bir kutlama yapmamız söz konusu değil. Ne yunus parkındaki esir yunuslar düşünülüyor, ne faytona koşulan ve sürekli kırbaçlanan atlar düşünülüyor, ne işkenceler dillendiriliyor ne de sokak gördüğümüz yaralı hayvanlar için hiçbir ambulans ve veteriner teşkilatı yok. Bazı bölgelerde az da olsa var ama Türkiye genelinde maalesef bunu söylemek mümkün değil. Bazı yerlerde başvuru makamı bile yok. Herhangi bir hayvanı yaralı gördüğünüzde ulaşabileceğiniz bir makam bulunmuyor. Telefonlar, mailler susmuş durumda. O kadar çok ihlal var ki devletin mekanizmaları bunlarla başa çıkamıyor.” dedi.
“Kanunlar hayvanları korumuyor”
2004 yılında çıkan hayvanları koruma kanunun, hayvanları korumadığına dikkat çeken Şenpolat, şöyle devam etti:
“Kanunlarımız yetersiz ve hayvanları korumaktan uzak. Bunun değişmesi için yıllardır uğraşıyoruz ama sonuç yok. Dönemin başbakanı ile görüştük meclisteki diğer partilerle görüştük ama bu değişikliğe muhalefet eden olmamasına rağmen mecliste bir düzenleme çıkaramadık. Biz Farkındalık yaratmak için etkinlikler düzenledik, sosyal medya çalışmaları yaptık. Bir sivil toplum kuruluşu olarak yasanın değişmesi için çok uğraştık ama bir sonuç alamadık. Halen hayvana karşı işlenen suçlar kabahatler kanunda yer alıyor.“ .
Hayvanlara eziyet edenlerin adliyeye çıkaralamadığını belirten Şenpolat, “ Halen savcılığa bir suç duyurusunda bulunamıyorsunuz. Hayvana işkence yapanlar, tecavüz edenler, dövüştürenler, işkence edenler halen ufacık bir para cezası ile cezalandırılıyor. Yargılamaya dahi konu olmuyorlar, duruşmalara çıkmıyorlar. Çok da bir şey istemiyor bu hayvanlar. Bir yasal düzenleme ve ders kitaplarında hayvan sevgisi ve hayvan hakları ile ilgili çalışmalar istiyorlar. Hayvan dostlarımız için bir yasal düzenleme istiyoruz ama sanki bir boşlukla konuşuyoruz. Biz artık bu boşluğun doldurulmasını istiyoruz. “ şeklinde konuştu.
[ad_2]
Devamini oku >>