Microsoft çalışanları: Çocukların ailelerinden ayrılmasına suç ortağı olmak istemiyoruz

100 Microsoft çalışanı tarafından imzalanan ortak mektupta, şirketin Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Satya Nadella’ya, ABD’ye yasa dışı olarak girerken sınırda yakalanan ebeveynlerin çocuklarının kendilerinden alınarak başka yerlerde tutulmasına tepki gösterildi.

Mektupta, şirket yönetimine, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) ile iş birliğine son verilmesi çağrısında bulunuldu.

„Suç ortağı olmak istemiyoruz.“ ifadesinin yer aldığı mektup, Microsoft’un şirket içi iletişim sistemindeki mesaj panosunda ve New York Times gazetesinde de yayımlandı.

Şirketin ICE ile veri depolama ve yapay zeka sistemleri üzerine 19,4 milyon dolarlık bir sözleşmesi olduğuna vurgu yapılan mektupta, Microsoft yönetiminden „etik bir duruş sergilemenin“ yanı sıra „çocukları ve aile yapısını şirketin kendi karının üzerinde tutması“ istendi.

Öte yandan Üst Düzey Yönetici Nadella ise, Microsoft çalışanlarına cevaben gönderdiği e-postada, şirket programlarının, çocukların sınırda ailelerinden ayrıldığı uygulamayla ilgili projelerde kullanılmadığını savunarak, ICE ile mevcut sözleşmenin elektronik posta, takvim, mesajlaşma ve belge yönetimini destekler nitelikte olduğunu belirtti.

ABD Başkanı Donald Trump ülkeye gelen yasa dışı göçmenler konusunda 18 Haziran’da Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, „ABD, bir göçmen kampı olmayacak.“ demişti. Kendi yönetiminde ABD’nin sürdürdüğü sert göçmen politikalarını savunan Trump, ülkesinin yasa dışı göçmenleri kabul etmeye niyeti olmadığını vurgulamıştı.

ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions mart ayında yaptığı bir açıklamada, ABD’nin artık yasa dışı göçmenlere karşı „sıfır tolerans“ politikasını güdeceğini ve bundan taviz vermeyeceğini ilan etmişti.

Latin Amerika ülkelerinden gelip ABD’ye yasa dışı olarak girerken sınırda yakalanan ebeveynlerinden alınan çocukların kaldığı Teksas’taki tesislerden biri ilk kez 19 Haziran’da görüntülenmişti.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı verileri, ülke sınırındaki yasa dışı geçişlerde 19 Nisan-31 Mayıs arasında yaklaşık 2 bin çocuğun ailelerinden ayrılmak zorunda kaldığını ortaya koymuştu.