[ad_1]
Dr. Yavuz Dizdar, nar konusunda bilimsel makalelerden yaptığı araştırmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Bugüne kadar üzerinde en çok araştırma yapılan besinlerden birinin nar olduğunu belirten Dr. Dizdar, „Hatta ‘nar bilimi’ diye bir kavramdan söz ediliyor. Nar bilimine göre, bu meyve besinin ötesine geçiyor, tıbbi bitkiler sınıfına giriyor“ diye konuştu.
„Kronik hastalık önleyici“
Bitkinin düzenli kullanımda hastalık tedavi edici ya da önleyici etkiye sahipse o zaman tıbbi sıfatını kazandığını belirten Dr. Dizdar, „Narın ise iyi gelmediği bir şey yok. Kalp, dolaşım, bağışıklık, beyin, bilinen bütün sistemleri olumlu etkiliyor. Yani genel bir ‚kronik hastalık‘ önleyici; romatizmadan alzheimer hastalığına kadar aklınıza ne gelirse olumlu etki bildiren yüzlerce çalışma var. Sağlıklı yaşamı uzattığı görüşü çok eski çağlardan beri kabullenilmiş, bereketle, doğurganlıkla ilişkilendirilmiş. İçerikteki maddelere bakınca çok da yersiz bir yakıştırma değil“ ifadelerini kullandı.
„Vücutta antibiyotik etki gösteriyor“
Narın çekirdeklerinin özellikle kalp için koruyucu olan yağ asitleriyle zengin olduğunu söyleyen Dr. Dizdar, „Tanelere renklerini veren bileşikler kalın bağırsaklarda başka bileşiklere dönüştürülüp ayrı faydalar sağlıyor. Vitamin, mineral var. Tıbbi bitki denmesinin haklı nedeni de bu. Bazı bileşikler bağırsak kurtlarının üremesini engelliyor, antibiyotik etki gösterip vücudun mikroorganizmalarını sağlıklı dengede tutuyor, ağız ve diş sağlığı açısından çok faydalı“ dedi.
„Düzenli tüketilmeli“
Erkeklerde narın sperm sayısını ve kalitesini artırdığını dile getiren Dr. Dizdar, şöyle devam etti:
„Bu konuda çok araştırma yapılmış. Erkeklerde sperm sayısında gerileme olduğu, sayının ötesinde hareketlilik, yaşama yeteneği gibi kalite unsurlarının azaldığı neredeyse bir on yıldır bilinmekte. Bunun doğal sonucu üreme yeteneğinin azalması, işte nar düzenli tüketilirse bu olumsuz durumun üstesinden gelebiliyor. Sayı ve hareketlilik artıyor. Tarihte bereketlilikle ilişkilendirilmesi bu nedenle anlamsız değil, kadınlarda da benzer etkiye sahip olduğunu varsayabiliriz.“
„Ekşisi de çok faydalı“
Nar ekşisinin de çok faydalı olduğunu belirten Dr. Dizdar, „Çünkü bileşikleri konsantre halde içeriyor. Ama piyasadaki bütün nar ekşilerinin saf olduğunu söylemek iyimserlik olur, hem hazırlanması zahmetli, hem de kaynak yoğunlaştığı için pahalı. Ama nar ekşisinin her şeye rağmen çok faydalı olduğu açık. Nar suyu ise hazırlanırken kabuk ve süngerimsi dokuda yer alan bileşiklerin de bir kısmını alıyor. Lakin narın tanelerinde yer alan çekirdeklerden ancak bunları çiğneyerek faydalanabiliyor“ ifadelerini kullandı.
„Kanser hastaları nar tüketmelidir“
Kanser hastalarının kemoterapi günü olmasa bile sonraki günlerde nar tüketmeleri gerektiğine dikkat çeken Dr. Dizdar şu uyarılarda bulundu:
„Bir de kanser hastalarına kemoterapi sırasında nar yememeleri uyarıları var, ama biraz mesnetsiz görünüyor. Tamam nar çok güçlü bir antioksidan, ilacın etkisini kullanım sırasında azaltabilir. Ama bu sadece o güne mahsustur, ilaçların çoğu vücuttan saatler içinde uzaklaştırılır. Dolayısıyla kanser hastaları kemoterapi günü yemeseler bile, sonraki günlerde nar tüketilmelidir. Aksi taktirde vücutlarındaki eksiği bu kadar kolay yerine koyabilecekleri başka kaynak neredeyse yok.“
[ad_2]
Kaynak