[ad_1]
Palyatif Bakım Derneği, yaşamı tehdit eden hastalıklarda hasta ve hasta yakınlarına gerekli tıbbi ve sosyo-psikolojik desteğin sağlanması ve ülke genelinde nitelikli palyatif bakım hizmetinin verilebilmesi amacıyla kuruldu.
Palyatif Bakım Derneğinin Başkanı ve Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Uyar, derneklerinin 2006 yılında ve bu konuda henüz Türkiye’de bir yapılanma yokken çalışmalara başladığını belirterek amaçlarını şöyle açıkladı:
“Palyatif bakım hizmetlerinin bilimsel olarak gelişmesi, konunun uzmanlık olarak ele alınması, evde bakım hizmetlerinin eğitim ve personel desteği ile palyatif bakım sağlamak üzere yeniden yapılandırılması, hastane dışında palyatif bakım desteği sağlayan merkezlerin hayata geçirilmesi.”
Palyatif bakım merkezlerinin ise Türkiye’de 2015 yılında hizmete girdiğini aktaran Prof. Uyar, gelişmiş ülke örneklerinin gerisinde uygulamaya başlayan Türkiye’de bugün, 81 ildeki kamu hastanelerinde 314 palyatif bakım merkezinin, 4001 yatak sayısı ile kısa sürede Avrupa Palyatif Bakım Birliği’nin önerdiği yatak sayısının yaklaşık %50’sine ulaşmış durumda olduğunu söyledi.
28-29 Eylül 2018 tarihinde İzmir’de gerçekleştirilecek olan ‘Uluslararası katılımlı 1. Palyatif Bakım Sempozyumu’nda pratikte kamuoyu tarafından çok bilinmeyen konuların detayları ve olgu örnekleri ile inceleneceği bilgisini veren Prof. Uyar, sempozyumda; son dönem organ yetmezliğinde, nörolojik hastalıklarda, pediatride ve kanserde palyatif bakım gibi başlıkların ele alınacağını dile getirdi.
“PALYATİF BAKIM HİZMETİ BİR İNSAN HAKKIDIR”
Palyatif bakım hizmetlerinin tüm dünyada bir “insan hakkı” olarak kabul edildiğini, özellikle yaşlanan nüfus göz önüne alındığında ise palyatif bakım ihtiyacının her geçen gün arttığını vurgulayan Uyar, “Palyatif bakım için aralarında doktor, hemşire, psikolog, fizyoterapist, sosyal çalışmacı ve manevi destek uzmanının yer aldığı kalabalık bir ekibi ihtiyaç duyuluyor. Hastanın gereksinimine göre yapılan destek planlarının yanı sıra, hastayla birlikte aynı zorlu süreçten geçen hasta yakınlarına da psikososyal destek verilmesi gerekliliği de ön plana çıkıyor” dedi.
[ad_2]
Kaynak