fbpx
Saglik

Şarbon hastalığı nedir?

[ad_1]

Şarbon hastalığı nedir? Türkiye’nin uzun süredir gündeminde olan şarbon hastalığı ile ilgili son olarak açıklama TBMM Tarım ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç’tan geldi. Kılıç yaptığı açıklamada, şarbona ilişkin panikleyecek bir durum olmadığına işaret ederek, „Türkiye’de insanımızın korkabileceği salgın halde bir şarbon enfeksiyonu odağı yok, etlerimizi rahatlıkla tüketebiliriz.“ dedi. Peki, şarbon nedir? Şarbon hastalığı nasıl bulaşır? Şarbon belirtileri neler? İşte şarbon hastalığı ile ilgili tüm detaylar…

ŞARBON HASTALIĞI NEDİR?

Şarbon, ot yiyen hayvanlarda görülen şarbon bacillus anthracis isimli bir bakterinin yol açtığı enfeksiyon hastalığıdır. Hayvandan insana, hayvandaki yaraya temas edilmesi, hayvanın etinin yenilmesi, hastalıklı hayvanın bulunduğu alandaki şarbon sporlarının solunması sonucu insana bulaşır.

Şarbon hastalığı, deri, akciğer ve bağırsak olmak üzere üç gruba ayrılır. Akciğer ve bağırsak yoluyla bulaşması durumunda ölümcül sonuçlar doğruyor. Şarbonun insandan insana bulaşması ise çok küçük bir ihtimaldir.

Akciğer şarbonu

Bakteri (Bacillus Anthracis) sporlarının hava yoluyla alınması sonucu oluşur ve şikâyetlerinin başlamasıyla birlikte tanısı konulup tedavi edilmediği takdirde yüksek oranda ölümcül seyreder.

Bağırsak şarbonu

Şarbon hastalığı olan bir otçul hayvanın etinin tam pişirilmeden yenmesi sonucu ortaya çıkar ve yüksek oranda ölümcül seyreder.

Deri şarbonu

En sık görülen formudur. Ülkemizde de dünyada da bütün şarbon olgularının yaklaşık yüzde 95’i bu şekilde ortaya çıkar. Sıklıkla hayvan yünleri, derileri ve postlarıyla uğraşanlarda görülür. Bakteri sporların derideki kesik ya da sıyrıklardan girerek deri içinde depolanması sonrası gelişir. Özellikle el, bilek, kol, yüz ve boyun gibi açıkta kalan bölgelerde sık görülür.

ŞARBONUN BELİRTİLERİ NELER?

Bulaşma şekline göre şarbon hastalığının belirtileri üç gruba ayrılır.

Deri şarbonu: Enfekte hayvanların deri, kıl, yün gibi ürünleri ile temas eden kişilerin ciltlerindeki sıyrık veya kesiklerden bulaşır. Deride ağrı, sızı ve kabartı oluşur. Kabartı çevresinde ödem oluştuğu gibi bu hastalıklı dokunun altı ülserleşir ve ağrısız bir lezyon meydana gelir.

Akciğer şarbonu: Şarbon bakterilerinin havada asılı durumda olan sporlarının solunum yoluyla alınmasından sonraki bir hafta içinde soğuk algınlığına benzer bazı belirtilerle hastalık kendini gösterir. Ateş, bitkinlik, yorgunluk belirtileri gösterir birkaç gün içinde de soluk alıp vermede güçlükler başlar, hasta komaya girip ölebilir. 

Bağırsak Şarbonu: Hasta hayvan etlerinin yenmesiyle bağırsak sisteminde iltihap oluşur. Hayvan ürünlerindeki sporların ağız yoluyla alınımı sonucunda bağırsaklara yerleşir. Belirtileri mide bulantısı, iştah kaybı, karın ağrısı, kusma ve kanlı ishaldir. Vakaların yüzde 25-60’ında hastalık ölümle sonuçlanır.

ŞARBON TEDAVİSİ

Hayvan kesimi sonrası bu tür belirtiler görüldüğünde en kısa sürede bir enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmak ve bir an önce antibiyotik tedavisine başlamak gerekir. Tedavide geç kalınması halinde hastalık ölümcül olabilir.

YUNUS KILIÇ: ŞARBON VAKALARINDA GEÇEN YILA GÖRE AZALMA VAR

TBMM Tarım ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç, „Geçen yıl 50’nin üzerinde şarbon vakası vardı, bu yıl şarbon vaka sayısı 18. Önceki yıllara göre, şarbon odaklarında azalma var.“ dedi.

Aynı zamanda veteriner olan Prof. Dr. Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şarbon hastalığının Türkiye’nin gündeminde bulunduğunu belirterek, şarbonun daha önceki yıllarda da görüldüğünü ifade etti.

İlgili Bakanlıkların şarbon vakalarını yakından takip ettiğini ve buna ilişkin istatistik tuttuğunu aktaran Kılıç, „Türkiye’de şarbon ilk kez görülmüyor, bugüne ait bir sıkıntı değil. Geçen yıl şarbonda 50’nin üzerinde vaka vardı, ama bu kadar bağırmanın, çağırmanın olduğu bu yıl bugüne kadar şarbon vaka sayısı 18. O yüzden eski yıllara göre, şarbon odaklarında artış olmadığı gibi azalma var. Peki, niye ülkemizin gündemini kasıp kavuruyor? Bunlar, iyi niyetli olmayan haberler, gayretler.“ diye konuştu.

Resmi kayıtlara bakıldığında panik yapılacak durum olmadığını ancak medyada yer alan haberler nedeniyle insanların korktuğunu vurgulayan Kılıç, vücudunda çıkan küçük bir çıban veya yara nedeniyle doktora gitmesine gerek olmayan kişilerin bile, yaratılan panik ortamı nedeniyle hastanelere başvurduğunu bildirdi.

ETLERİMİZİ RAHATLIKLA TÜKETEBİLİR MİYİZ?

Şarbona ilişkin panikleyecek bir durum olmadığına işaret eden Kılıç, „Türkiye’de insanımızın korkabileceği salgın halde bir şarbon enfeksiyonu odağı yok. Etlerimizi rahatlıkla tüketebilir miyiz? Kesinlikle tüketebiliriz.“ dedi.

Kılıç, şarbonlu etlerin, rengi ve kokusunun farklı olduğunu ve kanın pıhtılaşmadığını anlattı.

Kurban Bayramı’nda kesilen hayvanların etlerinin de rahatça tüketilebileceğini bildiren Kılıç, „Şarbonlu hayvan kesmiş olsalardı, yanlarında veteriner hekim olmasa bile anlayabilirlerdi. İlk kez kurban kesmiyoruz, bizim geleneğimiz. Kanın pıhtılaşmasını, etin rengini, kokusunu iyi kötü biliriz. Rahat olsunlar.“ ifadesini kullandı.

Şarbonun et ithalatından kaynaklandığı iddialarının da asılsız olduğunu kaydeden Kılıç, „Yapılan sekans analizlerinde, Kırıkkale ve Ankara bölgesine ait bir bakteri olduğu ortaya çıktı. Hani şarbon Brezilya’dan, İrlanda’dan gelmişti? Yok öyle bir şey. İstemezdik ama bu bizim ülkemizde bulunan bir bakteri. “ diye konuştu.

Şarbon vakalarının ortaya çıkmasının ardından, ithal hayvanların piyasaya sürülmediğine değinen Kılıç, bazı zincir marketlerdeki etlerin şarbon nedeniyle toplatıldığı yönündeki iddiaların da doğru olmadığını anlattı.

Kılıç, etlerin soğuk zincirde yaşanan sorunlar veya başka bir sebeple toplatılmış olabileceğini sözlerine ekledi.

„SÜTTEN ŞARBON BULAŞMA İHTİMALİ SIFIR“

İSTANBUL Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkolojisi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Yavuz Dizdar, şarbonun fazla abartıldığını söyleyerek, „Şarbon olan hayvan hastalığı yaşar ve birkaç gün içinde ölür, süt vermez. O yüzden sütten şarbon bulaşma ihtimali sıfır“ dedi.

Hayvanlarda görülen şarbon vakasının son günlerde süt ve süt ürünlerine bulaşıp bulaşmadığı endişelerine ilişkin değerlemelerde bulunan Dr. Dizdar, „Çok tereddüt eden vatandaşlar düdüklü tencere kullansın, piyasadaki etlerden şarbon bulaşma ihtimali söz konusu değil. Ayrıca süt ve süt ürünleriyle buna dondurma da dahil bulaşma olmaz. Karantina önlemdir, durumu rahat izlemek ve olasılıkların önüne geçmek için yapılıyor“ diye konuştu.

„İNSANA GEÇMESİ SANILDIĞI GİBİ KOLAY DEĞİL“

Hayvandaki şarbonun tedavisinin bulunmadığını ve bu hastalığın insana bulaşma ihtimalinin sanıldığı gibi kolay olmadığını belirten Dr. Dizdar, „Bulaşma daha çok ölmüş hayvanda bulunan bakterinin yumurta haline gelmesinden oluşan sporlarla oluyor. Yani küçük yuvarlak kürecikler. Ama o hayvana bakmakla bulaşmaz“ ifadelerini kullandı.

„ŞARBON OLAN HAYVAN BİRKAÇ GÜN İÇİNDE ÖLÜR“

„Sütten bulaşma ihtimali 0 yani yok, bulaşmaz“ diyen Dr. Dizdar, „Çünkü hasta hayvan süt vermez, birkaç gün içinde ölür. Bu hastalıktan yarı sağlıklı çıkmak gibi bir durum söz konusu  değil. Karantina o bölgenin kapatılıp, kalan hayvanların aşılanmasıdır“ dedi.

„PİYASADAN ALINAN SÜTLERİN HİÇBİRİNDE ŞARBON RİSKİ YOK“

Piyasada alınan sütlerin hiçbirinde şarbon riski olmadığına dikkat çeken Dr. Dizdar,“Ambalajlı olanlarda zaten yok. Açık olarak satılanlar kaynatıldığı için yok. Dolayısıyla vatandaşlar müsterih olsunlar. İnsanlar et tüketimini azalttılar ama bence doğru değil. Güvendikleri kasap ve denetimleri olan marketlerden eti rahatlıkla alabilirler“ diye konuştu.

„AKCİĞER ŞARBONU KIL İŞLETMELERİNDE GÖRÜLÜYOR“

Süt ve süt ürünlerine insanların ihtiyacı olduğunu söyleyen Dr. Dizdar, „Vatandaşlar kafalarındaki endişeyi yok etsinler, insanların bu gıdalara ihtiyacı var. Bu gıda da piyasadaki haliyle tamamen güvenlidir. Akciğer şarbonu çok tehlikeli ama bu türü sadece kıl işletmelerinde görülüyor. Amerika’da 18 akciğer şarbonu vakasının bütünü tüy işletmeciliğinden bulaşmış. Bizimle alakası yok“ ifadelerini kullandı.

GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ


[ad_2]

Kaynak

Cok okunan

To Top