[ad_1]
Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, sağlıktaki dönüşüm sürecinde hiçbir ülkenin model alınmadığını belirterek „Sağlıkta milli politika izlenmiş, milli bir davranış gerçekleştirilmiştir“ dedi.
Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü ile Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi Enstitüsü (SASAM) iş birliğinde „4. Halk Sağlığı Günleri Sempozyumu“ düzenlendi.
AA’nın haberine göre; Sağlık Bakan Yardımcısı Birinci, sempozyumda yaptığı konuşmada, sağlıkta dönüşümde Türkiye’nin 10 yılda dünyanın hiçbir ülkesinin başaramadığı bir noktaya geldiğini aktararak anne ve bebek ölüm oranlarındaki düşüşün bunun en önemli göstergesi olduğunu vurguladı.
Sağlıktaki dönüşüm sürecinde hiçbir ülkenin model alınmadığına dikkati çeken Birinci, „Sağlıkta milli politika izlenmiş, milli bir davranış gerçekleştirilmiştir“ ifadesini kullandı.
İstanbul’da yöneticilik yaptığı dönemde Çin Sağlık Bakanlığı temsilcileriyle bir görüşme yaptığını anlatan Birinci, şöyle devam etti: „Çinliler sağlıktaki çalışmaları yerinde incelediklerinde bize, ‚Çinliler gibi para harcayıp, Avrupalılar gibi sağlık hizmeti veriyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Onun için buradayız.‘ dediler. Gerçekten çok şaşırdık. Bu süreçte, sağlık emekçilerinin büyük katkısı oldu. Herkes çalışma hastalığına yakalandı. Biz toplumun birçok hastalığına odaklandık ama hiçbir çalışanımızın çalışma hastalığını tedavi etmeye kalkmadık. Bu süreçte, bizi başarılı kılan en büyük etkenlerden birisi de buydu.“
Türkiye’nin gelecekle ilgili önemli hayalleri bulunduğuna işaret eden Birinci, „En önemli milli hamle, çocuklarımızın bu ülke için daha iyi hayal kurmalarını sağlamak. Millileşmenin yerlileşmeden de ayrılmasını gerektiğini düşünüyorum. Bazen yerliler de milli olamıyor. Bize 15 Temmuz’da bomba atan o hainler, bizim ülkemizin hesapta yerli çocuklarıydı. En büyük enjeksiyonumuzun, millileşme tarafında olması gerektiğini düşünüyorum“ dedi.
Birinci, tıbbi malzeme ve sarf malzemelerinin yüzde 20’sini Türkiye’nin üretebildiğine dikkati çekerek ilaç ve sarf malzemelerinin toplam sağlık hizmetinin yüzde 30’unu oluşturduğunu söyledi.
Sağlık hizmet kapasitesinin dövizdeki gelişmelerden etkilendiğini ifade eden Birinci, „Kendiniz de üretseniz, hammadde ve stratejik teknolojileri elde etmede uzun vadede ciddi kaynak harcayacağınız için sağlıklı olmayı temele almak, hastalıkları oluşmadan önlemek bizim için en önemli hamledir“ dedi.
„NİTELİKLİ YATAK ORANLARI YÜZDE 50’NİN ÜZERİNE ÇIKTI“
TBMM Aile, Sağlık, Çalışma ve Sosyal İşleri Komisyonu Üyesi Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin sunulmasında bir devrim yaşandığını belirtti.
Sağlık hizmetlerinde uluslararası kabul görmüş ölçünün anne ve bebek ölüm oranları olduğunu dile getiren Tamer, „Türkiye’de bebek ölümleri binde 34’lerden binde 7’lere kadar inmiştir. Anne ölümleri ise yüz binde 64’ten yüz binde 16’lara indi“ diye konuştu.
Tamer, bir yatakta 2 hastaya bakılan günlerden şehir hastanelerine geçildiğini vurgulayarak „Nitelikli yatak oranları yüzde 50’nin üzerine çıktı. Amacımız, 2023 vizyonu olarak ifade ettiğimiz hedefler arasında Türkiye’de nitelikli yatak oranını yüzde 100 seviyesine getirmektir“ dedi.
Sağlıkta şiddet konusuna da değinen Tamer, sağlıkta şiddetin alınan tedbirlere rağmen giderek arttığını görmenin üzüntüsünü yaşadıklarını anlattı. Yaptıkları araştırmaların, sorunun sadece şiddet uygulayanla sınırlı bulunmadığını gösterdiğini aktaran Tamer, şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu, kadına ve çocuğa şiddetin de bunun bir göstergesi olarak görülebileceğini söyledi.
Millileşmenin önemine dikkati çeken Tamer, yerlileşme ve millileşmeyle sağlık hizmetinin daha ucuza mal edilebileceğini vurguladı.
„İNSAN MERKEZLİ MEDENİYET ANLAYIŞI YENİDEN ŞAHLANDI“
Memur-Sen Genel Başkan Vekili ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş de Halk Sağlığı Günleri’nin bu yılki temasının „Sağlıkta Millileşme ve Yerlileşme“ olduğuna işaret ederek „Millilik ve yerlilik hedeflerinin, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltarak maddi gücünü tahkim etme arayışından çok daha öte bir değeri olduğuna inanıyorum. Sağlıkta ve hayatın bütün alanlarında üretimin millileşmesi, insan merkezli medeniyet anlayışlarının bu kadim topraklarda yeniden şahlanışıdır“ diye konuştu.
Memiş, Türkiye’nin sağlıkta bir devrim gerçekleştirdiğini ifade ederek „Türkiye, sadece ülkemizde değil dost ve kardeş pek çok ülkeye götürdüğü sağlık hizmetleriyle de küresel vizyonunu, insanlık davasını ortaya koymuştur“ dedi.
Sağlık-Sen Genel Başkanı Memiş, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarını da kınadı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu ise sağlıkta millileşme ve yerelleşme konusunun, küreselleşmenin yararları, bağlantıları, zorluklarını tekrar ele alma ve bu bağlamda Türkiye’nin sahip olduğu kıyaslanabilir avantajları inceleme fırsatı sunduğunu kaydetti.
[ad_2]
Kaynak