[ad_1]
İleri evre (metastatik) meme kanseri olan birçok kadının, hayati durumlarından bağımsız olarak, bir psikoonkolog veya danışmanla konuştuklarında kendilerini daha iyi hissettikleri belirtiliyor. Yapılması gereken ilk şeyin doktora ve bakım ekibine duygusal destek alınabilecek kişileri sormak olduğuna dikkat çekiliyor. Profesyonel destek almak hastanın güçlü olup kendine yardım etmek istediğini gösteriyor.
HASTALARIN ÇOK FARKLI DUYGUSAL TEPKİLERİ VAR
Gazete Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre; Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD), Europa Donna Hasta Derneği ve bir ilaç firmasının koşulsuz desteğiyle gerçekleştirilen ‘Metastatik Meme Kanseri Farkındalık ve Hasta Psikolojik Destek Projesi’yle metastatik meme kanserli hastalar, uzman psikologlardan ücretsiz yardım alma imkânına kavuşuyor. Dileyen hastaya 5 seansa kadar ücretsiz yardımda bulunuluyor. Persona Life Eğitim Hizmetleri ve Danışmanlık Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Rahel Layiktez, ileri evre meme kanserinin psikolojik etkilerini şöyle anlatıyor: “Her insan aynı hastalığı yaşıyor gibi görünse de aslında mizacı, ailesinden öğrendikleri, geçmiş deneyimleri ve kişilik yapısı nedeniyle kendine has bir süreç yaşıyor ve çok farklı duygusal tepkiler gösteriyor. Ortak kümede bazı benzer deneyimler de yaşanıyor. Yapılan bazı çalışmalar, meme kanseri tanısı almış hasta grubunun, iyi huylu kitle bulunan hasta grubuna göre daha depresif bir ruh hali içinde olduğunu, öfkesini daha az gösterdiğini ve duygularını çok rahat ifade edemediğini gözler önüne seriyor.”
Kanser teşhisi almış bireylerin bazılarında başa çıkabilme becerilerinin azaldığı, başkalarına bağımlılığın arttığı, aile, iş ve sosyal hayatlarında dengeyi korumakta zorlandıkları gözleniyor. Fiziksel işlevsellik ve performansta gerileme, günlük işlerin yürütülmesinde aksaklıklara yol açabiliyor. Tedavi sonucu fiziksel uzuv kaybı ile tedaviye bağlı yan etkiler görülebiliyor. Psikososyal düzeyde eşle, aile üyeleriyle veya sosyal çevreyle ilişkilerde endişeler ortaya çıkabiliyor. Kanser teşhisi almış kişiler yalnızlık, terk edilmişlik veya desteksiz bırakılmışlık hissine kapılabiliyor. “Kanser teşhisi almış her kişi psikolojik destek görmelidir” genellemesi yanlış bulunuyor. Eğer kişi hastalık sürecinde ailesinden ve sosyal çevresinden yeterince destek aldığını hissediyorsa, duygularını rahatlıkla ifade edebiliyorsa ve sağlıklı baş etme mekanizmalarını kullanıyorsa psikolojik destek almak zorunda kalmıyor. Bunun yanında, eğer kişi gündelik işlevselliğini bozacak kadar yoğun kaygı ve üzüntü yaşıyorsa profesyonel anlamda psikolojik destek alması, sağlıklı baş etme mekanizmalarını güçlendirmeye yarıyor.
AİLE İÇİ ZORLUKLARLA KARŞILAŞILABİLİYOR
Araştırmalar kanseri yaşayan ailelerdeki rol değişikliğinin, hastalık konusunda açık bir iletişim kuran ailelerde daha iyi çözümlendiğini gösteriyor. Kanser hastalarının kendilerine yarar sağlayabilecek sosyal destek sistemlerinden ilk akla gelenler aile ve akraba çevresi, arkadaşlar, sağlık personeli, sosyal hizmet kurumları, toplumda bu amaçla oluşturulmuş olan sivil toplum örgütleri ve dernekler olarak görülüyor. Ailede kanser teşhisi almış kişiye tüm bireylerin destek olmaya çalışması halinde birtakım sorunlarla ve zorlanmalarla karşılaşılabiliyor. Aile içindeki iletişim biçimleri, aile fertlerinin kendi iç dinamikleri, stresle baş etme mekanizmaları veya nasıl destek verilmesi gerektiğinin bilinememesi gibi nedenler bazı zorluklar yaşanmasına yol açabiliyor.
Son dakika haberler, köşe yazılar, ekonomi, magazin, siyaset, spor gündeminin tek adresi HaberTurk.com; HaberTurk.com haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, haberler izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka yerde yayınlanamaz.
[ad_2]
Kaynak