[ad_1]
Harvard’lı profesör Karin Michels, „Hindistan cevizi yağı saf zehirdir“ açıklamasında bulundu, insanları hindistan cevizi yağı tüketmemeye çağırdı. Ortalık ayağa kalktı.
Uzmanların bir kısmı hindistan cevizi yağına karşı mesafeliyken, bir kısmı ise sağlıklı buluyor.
Peki, hindistan cevizi yağı sağlıklı mı yoksa zararlı mı? HABERTURK.COM sordu, uzmanlar yanıtladı.
HARVARD’LI PROFESÖR UYARDI: ASLA TÜKETMEYİN, SAF ZEHİR
„HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI ‚ZEHİR‘ OLSAYDI…“
Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Özata, „Eğer hindistan cevizi yağı zehir olsaydı Hawai, Filipinler ve Tayland gibi bu yağı sık kullanan ülkelerde insanlar erken yaşta ölürdü. Hindistan cevizi yağı orta zincirli yağ asitleri içerir ve günde iki yemek kaşığı tüketilebilir. Söylenenin aksine hindistan cevizi yağı antienflamatuar özelliği sayesinde kalp hastalığından korur. Hindistan cevizi yağı, bağırsak florasını korumaya faydalıdır. Alzheimer için bile faydalı olabilir. Doymuş yağların zararlı olduğu tezi eski bir efsanedir. Her şeyi kararınca tüketirseniz bir zararı olmaz. Örneğin; avokado yağı, zeytinyağı, macadamia yağı (cadı fındığı yağı) ve susam yağı da faydalıdır. Ayçiçeği ve kanola yağlarından ise uzak durmak gerekir. Tereyağını ghee yağı (saf yağ) halinde tuketirseniz çok faydalıdır. Esas kalp hastalığını tetikleyen şeyler kan şekeri yüksekliği ve insülin direncidir. Yağdan çok şeker yükseliği kalp hastalıklarına neden olur.
Sağlıklı kalmak için karbonhidrat, protein ve yağ oranını günlük diyette belirli oranda almak, egzersiz yapmak, unlu ve şekerli gıdalardan uzak durmak gerekir“ dedi.
„HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI GİBİ YAĞLARI ÖNERMİYORUZ“
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, „Diyet ile alınan doymuş yağları ve trans yağları azaltmak, kalp sağlığı İçin atılması gereken ilk adımlardan birisidir. Kalp sağlığı için uygun bir diyet için Amerikan Kalp Birliği günlük kalori ihtiyacının en fazla yüzde 5-6 kadarının veya 11-13 gramının doğmuş yağlardan alınmasını önermektedir. Zeytinyağı, ayçiçek yağı, kanola yağı, avokado yağı gibi yağları öneriyoruz. Tereyağı, domuz yağı, hidroneje margarin, kakao yağı, pamuk yağı ve hindistan cevizi yağı gibi yağları ise önermiyoruz. Hindistan cevizi yağı çok miktarda doymuş yağ içerdiğinden önermiyoruz. Zaten hindistan cevizi yağının gıda olarak kullanımı kısıtlı ve ülkemiz için büyük bir problem değil. Hindistan cevizi yağı üzerinden ülkemizde polemik yapmak ve gündemde tutmak faydasız. Bunun yerine eforumuzu ve enerjimizi transyağların, cips gibi işlenmiş gıdalardaki yağların, hayvansal yağların azaltılması ve ülkemiz insanının kalp sağlığı için uygun beslenme alışkanlıklarına yönlendirilmesine harcamak daha iyi olur diye düşünüyorum“ açıklamasında bulundu.
O HASTALARA KAŞIK KAŞIK VERİLİYOR! İYİLEŞTİRMEK İSTERKEN ÖLÜMÜNE NEDEN OLABİLİRSİNİZ…
„HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI BİR SAHTE BİLİM ÜRÜNÜDÜR“
Dr. Alp Sirman, „Prof. Karin Michels’in Freiburg Üniversitesindeki dersi sadece hindistan cevizi yağı ile ilgili değil. Süper yiyecekler olarak adlandırılan diğer besinleri de içeriyor. ‚Saf zehirdir‘ söylemini şeker için kullanılan ‚zehirdir‘ söylemi gibi değerlendirmek gerekiyor.
Hindistan cevizi yağı, benzer birçok sahte iddiada olduğu gibi hiçbir bilimsel çalışmaya dayanmamasına rağmen televizyonlarda ve internette mucize gibi anlatılan ve pazarlanan bir sahte bilim ürünüdür. İddialar doğru değil ve Prof. Michels’in söylediği gibi gerçek dışı… Hindistan cevizi yağı ile yapılan yemekler yüksek oranda trans yağ içeriyor ve trans yağın zararları da biliniyor. Tüm bitkisel yağlar 180 derece ve üzerinde ısıtılırsa zararlı trans yağlara dönüşür bu nedenle sağlıklı kızartma iki nedenle yoktur.
1- Trans yağlara dönüşüm
2- Yanan organik moleküllerden ortaya çıkan olası zararlı kanserojen olabilecek yarı yanmış ürünler
Hindistan cevizi yağı gereksizce abartılmıştır ve kullanılmasına gerek olmayan faydasız bir maddedir, bilinen anlamda zehir değildir ama şeker gibi zararlı anlamında kullanılmaması gerekir. Prof. Michels bu konuya akıllıca dikkat çekmek için böyle sert bir ifade kullandı.
Amerikan Kalp Derneği’nin bitkisel yağları önerdiğini sanmıyorum çünkü şu an dünyada zeytinyağı hariç bitkisel yağların kalp hastalıklarına yol açtığına ilişkin her gün yeni bir yayın görüyorum.
Bence toplumun çok daha fazla kullandığı ayçiçek, mısırözü gibi yağların, kızartmaların sağlık açısından yarattığı risklerin gündeme getirilmesi göreceli olarak çok daha az kişinin kullandığı hindistan cevizi yağı konusundan çok daha önemli“ diye konuştu.
Tıp dünyasını ikiye bölen hindistan cevizi yağının, Alzheimer için bile faydalı olabileceği yorumu üzerine Nöroloji Uzmanı Dr. Sevda Sarıkaya’ya sorduk. Hindistan cevizi yağı Alzheimer için faydalı olabilir mi?
„BU İŞ ÇIĞRINDAN ÇIKAN BİR HAL ALMAYA BAŞLADI“
Nöroloji Uzmanı Dr. Sevda Sarıkaya, „Yaklaşık üç yıldır bu konuda uyarılarda bulunuyordum. Harvard Üniversitesinden yapılan açıklamayla birlikte gündeme gelmesi vesilesiyle tekrar özetleyeyim. Alzheimer hastalarında Hindistan cevizi yağı kullanımı kesinlikle alternatif bir tedavi yöntemi değildir. Beyin enerji kaynağı olarak glikoz ve keton cisimciklerini kullanır. Hindistan cevizi yağı orta zincirli yağ asidi içerir ve kolayca keton cisimciklerine dönüşür. Alzheimer hastalığında beyin hücrelerinde insülin duyarsızlığı geliştiği için glikoz kullanımı kısıtlanır bilgisinden yola çıkarak Hindistan cevizi yağı önerilmektedir. Beyin hücreleri enerji kaynağı olarak keton cisimcikleri kullanırsa hücre ölüm hızının yavaşlayacağı düşünülmektedir. Fakat bunun henüz ispatı yoktur. Hindistan cevizi yağı doymuş yağdır. O nedenle Alzheimer hastalarına önerildiği şekilde kaşık kaşık tüketildiğinde kalp krizi, beyin felci riski artacaktır. Burada bir kaş yaparken göz çıkarma durumu vardır.
Bence Prof. Dr. Karin Michels Hindistan cevizi yağını ‘saf zehir’ olarak tanımlarken biraz abartılı bir söylemde bulunarak konuya dikkat çekmek istemiştir. Çünkü bu iş çığrından çıkan bir hal almaya başladı. Ben Alzheimer hastası ve hasta adaylarına Hindistan cevizi yağı tüketmek yerine diyetlerine bir miktar Hindistan cevizinin kendisini dahil etmelerini öneriyorum. Hindistan cevizinin aynı, ananas, yer fıstığı, siyah üzüm, keten tohumu gibi beta amiloid plaklarının birikimini önleyici etkiye sahip olduğunu iddia eden çalışmalar mevcuttur. Ama tabi ki bunlar birer tedavi metodu değildir. Yağı kaşık kaşık içmek yerine doğal olanı tüketmek zararlı etkilerinden korunmamızı hem de olası faydalarından yararlanmamızı sağlayacaktır“ açıklamasında bulundu.
[ad_2]
Kaynak