[ad_1]
ntv.com.tr
Kadınların neredeyse bütün haklarının elinden alındığı bir dünyayı anlatan distopik dizi The Handmaid’s Tale’in meşhur kırmızı kostümleri, dünyada kadın hakları protestolarının sembolü haline geldi.
-
Elisabeth Moss’un başrolde yer aldığı Emmy ve Altın Küre ödüllü dizi The Handmaid’s Tale, kadın hakları savunucularına ilham verdi.
-
Margaret Atwood’un kitabından ekrana uyarlanan dizinin Emmy adaylığı kazanan kadın yönetmeni Kari Skogland, dizinin zamanın ruhunu etkilediğini söyleyerek, “Dizi kesinlikle #MeToo hareketiyle bağlantılı hale geldi” dedi.
-
Distopik dizide ‘damızlık’ kadınların giydiği, kırmızı pelerin ve beyaz başlıktan oluşan kıyafetler, kadınların direnişinin sembolü oldu.
-
Kadınlar, pek çok protesto gösterisinde dizinin ikonik kostümlerinden giyerek sokağa çıktı.
-
Örneğin geçtiğimiz yaz, dizinin kostümlerini giyen bir grup gösterici, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence’in göçmen politikasını New York’taki Alexander Hamilton Customs House’nin önünde protesto etti.
-
Handmaid protestoları sadece ABD ile sınırlı kalmadı; İrlanda ve Arjantin gibi ülkelerde de yapıldı.
-
Dizinin senaristi Bruce Miller, kadınların The Handmaid’s Tale’deki baskı altında yaşayan kadınların kostümlerini giyerek haklarını savunmalarını, “Harika, çok güzel ve çok korkunç” ifadesiyle yorumladı. “Keşke insanlar Handmaid dünyasındaki kostümleri sadece Cadılar Bayramı etkinliklerinde giyebilselerdi” dedi.
-
Dizinin yıldızlarından Madeline Brewer, “Kadınları kırmızı kıyafetlerle sokaklarda kendi özgürlüklerini savunurken gördüğümüzde işte diyorum, bizim yapmak istediğimiz buydu” şeklinde konuştu.
-
The Handmaid’s Tale, kadınların neredeyse büt��n haklarının elinden alındığı, sadece çocuk doğurmak ve hizmetçi olarak varlıklarını sürdürdükleri, erkeklerin egemen olduğu dindar bir kesim tarafından totaliter tarzda yönetilen bir ülkeyi anlatıyor. Dizi, distopik yapısıyla karanlık bir hikaye sunuyor.
-
Distopik bir gelecekte ABD’de rejimin değiştiği bu düzende, yakalanan muhalif kadınların bir kısmı ülkenin yüksek rütbeli kumandanlarına hizmetçi olarak verilir. Hizmetçi adı altında evlere dağıtılan bu kadınlardan beklenen asıl şey, evinde yaşadıkları kumandanlardan hamile kalıp mümkün olduğu kadar çok çocuk doğurmalarıdır. Fakat son yıllarda neredeyse sıfıra düşen doğum oranları, hamile kalmanın iyice zorlaştığını ortaya koymaktadır.
[ad_2]
Devamini oku >>