[ad_1]
„MÜZİK PİYASASINDAN BİRÇOK İSİM KONSERVATUVARDAN ARKADAŞIMIZ“
Dostluklarının ilk tohumunu İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda atan Gökhan Tepe ve Serkan Çağrı, özlemle andıkları o günleri anlattı. Tepe, “Konservatuvarın kantininde buluşur, şarkılar söylerdik. Bizim için unutulmaz ve hep andığımız zamanlardı” derken Çağrı, “Ebru Yaşar ve Ali Güven gibi müzik piyasasından birçok isim konservatuvardan arkadaşımız hatta Merve Özbey öğrencimizdi” dedi.
„SERKAN, TAMBURDAN KLARNETE GEÇEREK BÜYÜK İYİLİK YAPTI“
İkili, konservatuvar yıllarından bahsederken samimi ve eğlenceli açıklamalar da yaptı. Gökhan Tepe, „Babam halk müziği sevdalısıydı, ama konservatuvarda bağlama kontenjanı dolu olduğu için Azeri çalgısı olan tarı seçtim. Serkan’ın enstrumanı ise tamburdu. Serkan, tamburdan klarnete geçerek bize büyük iyilik yaptı“ diyerek arkadaşına takıldı.
„BAYRAMIN GELDİĞİNİ MUSTAFA KANDIRALI’DAN ANLARDIK“
Serkan Çağrı, Edirne’nin Keşan ilçesinde geçen çocukluk bayramlarını tüm içtenliğiyle şöyle anlattı: “Babaannem babama bir klarnet almış, ondan da bana geçti. Çocukken bayramlarda klarnetimle evleri gezer, onlara müzik yapar, para kazanırdım. Bayram sofraları ise çok neşeli olurdu. Biz bayramın geldiğini Mustafa Kandıralı’nın klarnetinin sesini televizyonda duyunca anlardık. Mustafa Kandıralı geleneğinin devam etmesi gerekiyor, çünkü oyun havaları bayramın neşesini artırıyor” dedi.
„O KADAR ÇOK ÜCRETSİZ KONSER VERDİM Kİ!“
Adanalı bir baba ve Rizeli bir annenin oğlu olan Gökhan Tepe, İstanbul’un Fatih ilçesinde geçen çocukluk bayramlarına dair şunları kaydetti: “Bütün mahallenin çocukları toplanır, evlerin kapılarını çalardık. Küçükken sadece iki bayramda paramız, şekerimiz, mendilimiz olurdu. Biz çocuklar için paranın bir anlamı vardı. Babam her bayram bana şarkı söyletirdi. Evdeki misafirlere şarkı söylerdim. İlk başlarda utanır, perdenin arkasına saklanır söylerdim. Sonraları alıştım. O kadar çok ücretsiz konser verdim ki!” diye anlattı.
[ad_2]
Devamini oku >>