[ad_1]
Geçen cuma vizyona giren “Ocean’s 8” filminin yıldızlarından Sandra Bullock, „Ben bir kadın oyuncu olarak yaptığım her filmde panik oluyorum. Çünkü kadının merkezde olduğu bir film iyi iş yapmazsa ya da kadın oyuncunun performansı beğenilmezse, bizler basamakları yeniden tırmanmakta zorlanırız“ ifadelerini kullandı.
-
Rihanna, Cate Blanchett, Sarah Paulson, Anne Hathaway, Sandra Bullock, Mindy Kaling, Helena Bonham Carter ve Awkwafina gibi isimlerin rol aldığı Ocean’s 8 geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Filmin yıldızlarından Sandra Bullock Hürriyet’e konuştu. 53 yaşındaki oyuncu filmi ve bilinmeyenlerini anlattı.
Filmde canlandırdığınız Debbie karakteri, Ocean Danny’nin kardeşi. Ocean’ı oynayan George Clooney ile Debbie hakkında konuştunuz mu hiç?
– George ile uzun zaman önce ortak bir arkadaşımızın partisinde konuşmuştuk. Ortak noktamız, filmin özündeki eğlenceli ruhu yansıtmak istememizdi. Gerçi onlar çekimlerde daha çok eğlendiler. Biz onlar gibi Vegas’ta, içinde bar olan bir sette çekim yapmadık.
-
İki kardeşi karşılaştırırsak; Debbie’de olup Danny’de olmayan bir özellik var mı?– Memeler! (Gülüyor) Şaka şaka… İkisi de hırsız ve birbirlerine çok benziyorlar. Sürekli “Nereden ne çalabiliriz” planı yapmakla meşguller. Akşam yemeğine gittiklerinde, yemek yerken hesabı ödemeden çıkmayı planlayan tipler. George filmde karizmatik, sakin, elegan ve cool bir hırsızdı. Ben de daha cool görünmeyi ondan öğrendim.
-
Erkek merkezli bir seride roller değişti, yeni film kadınların macerasını anlatıyor. Çekimler sırasında izleyicinin ne tepki vereceğini düşündüğünüz ya da endişe ettiğiniz anlar oldu mu?– Ben bir kadın oyuncu olarak yaptığım her filmde panik oluyorum. Çünkü kadının merkezde olduğu bir film iyi iş yapmazsa ya da kadın oyuncunun performansı beğenilmezse, bizler basamakları yeniden tırmanmakta zorlanırız. Erkeklerde böyle bir sorun yok…
-
Ünlü bir mücevher firması, filmdeki gibi 150 milyon dolarlık bir kolyeyi size hediye etse, ne yaparsınız?– “Umarım vergisini de ödemişsinizdir” derim! (Gülüyor) Ne yaparım; sanırım parçalara ayırır, aileme ve arkadaşlarıma dağıtırım. Bir kısmını da kızım Laila için saklarım… Gerçekçi olalım; bana 150 milyonluk kolye hediye etmeyecekler ama saat hediye ederlerse takarım. (Gülüyor) Zaten öyle pahalı kolyeler kraliyet ailesi üyelerine yakışıyor, bizler de zaten onları pahalı takılarla görmek istiyoruz. Normal insanlar toplumda o takıları nerede takacak, nasıl dolaşacak? Filmler bu yüzden var işte…
Biri size 150 milyon dolar nakit verse ne yaparsınız?
– Emlak yatırımı yaparım. İyi yatırımcıyımdır. Paramı riske etmem, çünkü kazanmak için çok çalışıyorum.
-
Nasıl bir takım liderisiniz?– Bence iyi ve adil bir takım lideriyim. Takımdakileri bir arada tutup birlikte parlamalarını isterim. Ama üyelerden biri öne çıkarsa da kendimi kaybetmiş gibi hissetmem. Aksine onların başardıklarını görmek beni mutlu eder.
-
Sizce profesyonel hayatınızın dönüm noktaları hangi işlerdi?– Bir sürü var ama iz bırakanlar hangileri dersen; fark edilmemi sağlayan filmler “Speed” ve “While You Were Sleeping” oldu. Hayatımda etkisi olan olayları “dönüm noktası” olarak isimlendirmeyi sevmiyorum.
Neden?
– Ben normalde planlı bir insanım. Elimde olsa tüm hayatımı planlarım. Ama ne derler; biz plan yaparken Tanrı yukarıdan gülermiş. Benim hayatımda da aynen öyle oldu. “Kilometre taşları” dediğimiz tüm o filmler benim planlamadığım zamanlarda ortaya çıktı.
-
Siz isimlendirmeyi sevmeseniz de özel hayatınızda sizi en çok etkileyen olayı anlatır mısınız?– Kim olup kim olmadığımı çözmem, en önemli kişisel kazanımım oldu. Çok geç anlayabildim bunu. Son 5 yıldır da kendimi dinlemeye başladım. Meğer taşıdığım yük bana ait değilmiş, tırmanmaya çalıştığım dağ benim değilmiş. Bunları anladıktan sonra bazı şeyleri umursamamayı öğreniyor ve iyi hissediyorsun.
-
İntikam duygusu taşır mısınız?– Hayır, çünkü “karma”ya inanıyorum. Ne yaparsan, 10 katını yaşayacağını düşünüyorum. Ayrıca intikam planları ne zaman yolunda gitmiş? Öç almayı 10 kere planlarsın, 9’u tutmaz, 10’uncusu belki tutar. O yüzden gerek yok uğraşmaya. Affedip hayata devam etmek lazım.
-
“Ocean’s 8” filminde çok pahalı bir mücevher çalıyorsunuz. Geçmişte Marilyn Monroe da pırlanta için “Bir kızın en iyi arkadaşı” yorumunu yapmış. Siz de onunla aynı fikirde misiniz?– Hayır, değilim! Ben “Kızların en iyi arkadaşı emlaktır” diyorum. (Gülüyor) Tamam, pırlanta görünce benim de gözlerim açılıyor ama kullanmıyorum ki. Mücevherler göz kamaştırıcı, klasik ama asla gerçek bir arkadaşın yerini tutmaz.
[ad_2]
Devamini oku >>