[ad_1]
İthaki Yayınları Karin Tidback’in romanı „Amatka“yı, Jonathan Wilson’un Albert Camus, Arthur Conan Doyle, Nabokov gibi kalecilik yapmış sıradışı karakterlere de yer verdiği ve kalecinin kültürel tarihini anlattığı „Yabancı: Kalecinin Tarihi“ adlı incelemeyi, Mary Douglas’ın ritüelin modern dünyada hâlâ çok önemli bir yer tuttuğunu anlattığı „Doğal Semboller“i, “Sapkınlık” temasını işleyen „Suret – Psikokültürel Analiz“i okurla buluşturdu.
Amatka
“Amatka’ya hoşgeldiniz.”
Dille şekillenen bir dünyada geçen, Margaret Atwood ve Ursula K. Le Guin geleneğinde bir çıkış romanı.
Vanja, şehir hakkında bilgi toplamak için kış kolonisi Amatka’ya gönderilir. Amatka’ya adım atar atmaz bazı tuhaflıkları fark etmeye başlar: İnsanlar garip davranıyorlardır ve şehir sakinleri hükümet karşıtı düşüncelere karşı izlenmektedir.
Amatka’da kısa bir süre kalmayı planlayan Vanja, ev arkadaşı Nina’ya aşık olunca ziyaretini uzatmaya karar verir. Burada, koloninin tehlike altında olduğunu ve hükümetin bunu halkından gizlediğini öğrendiğinde kendi araştırmasına başlayacak ve kendini büyük bir tehlikenin içinde bulacaktır.
Amatka’nın distopik dünyasında insan dilinin gerçekliği değiştirme gücü vardır. Objeler, binalar ve geri kalan her şey sürekli isimlendirilip bu isimler tekrar edilmezse yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Baskıcı bir kolonide kısılı kalan Vanya’nın da lisanı kullanarak kendini özgür kılmayı arzulaması gerçekliği bile tehdit edecektir.
Zeplin’in İsveçli yazarı Karin Tidbeck ilk romanı Amatka’yla 1984’ü andıran bir dünya yaratıp toplum kontrolü, değişim korkusu, dilin gücü ve devrimler üzerine sembollerle dolu politik bir masal anlatıyor.
“Amatka harika bir kısa hikâye yazarının daha da harika bir romancı olduğunu ortaya koyuyor.” – Jeff Vandermeer
“Bu kitabı kesinlikle almalısınız.” – Ann Leckie
Yabancı: Kalecinin Tarihi
“Kaleci yalnız bir kartal, esrarengiz bir adam, son kurtarıcıdır.” – Vladimir Nabokov
Albert Camus, Arthur Conan Doyle, Yevgeny Yevtuşenko, Julian Barnes ve Nabokov… yolu kalecilik pozisyonundan geçen sıradışı karakterlerden bazıları.
Jonathan Wilson, futbolun “yalnız” adamlarının kültürel tarihini ve futbol sahasındaki evrimini kendine has üslubuyla, edebiyat dünyasından isimlerin de hikâyeleriyle birlikte anlatıyor. Yazar, Afrika’nın en büyük iki kalecisinin yetiştiği Kamerun’un Bassa bölgesine ve 1986 Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde dört penaltı kurtararak tarih yazan Steaua Bükreş kalecisi Helmuth Duckadam’la konuşmak için Romanya’ya yolculuk ediyor. Wilson şahane taktik ve teknik bilgileriyle, kaleciliğin diğer on pozisyondan nasıl farklı bir yerde olduğunu en ince ayrıntısına kadar aktarıyor.
Yabancı, futbolun en gizemli şahsiyetleri olan kalecilerin kusursuz hikâyesi.
Doğal Semboller: Kozmoloji Keşifleri
Mary Douglas, Doğal Semboller’de oldukça heyecanlı bir dil ve yaklaşımla ritüelin modern dünyada hâlâ çok önemli bir yer tuttuğunu iddia ediyor.
Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında toplumsal yapılarda ve bireysel tavırlarda formellikten uzaklaşıldığı ve ritüelin hor görüldüğü gözleminden yola çıkan Douglas, gerçekte bir düzen, bir hiyerarşi, bir sınırlama dürtüsünün ve teamülünün insan varoluşuna her zaman eşlik ettiğini savunuyor.
“Doğal Semboller bugün de Mary Douglas’ın düşüncesini anlamayı sağlayan en önemli yapıt. Bu gerçek, onu antropologların yirminci yüzyılda yazdığı en önemli teori kitapları arasına yerleştiriyor.” – Richard Fardon Doğu ve Afrika Araştırmaları Okulu
“Doğal Semboller… Durkheim geleneğinin büyük yapıtlarından biri.” – Times Literary Supplement
Suret – Psikokültürel Analiz
Suret Psikokültürel Analiz, “Sapkınlık” teması etrafındaki doyurucu yazılarla okurların karşısına çıkıyor. Portman Kliniği’nde uzun süre çalışan Ülkü Gürışık ile yapılan söyleşi de oldukça merak uyandırıcı nitelikte. Sapkınlığın tanımına ve hangi görünümler altında karşımıza çıktığına yoğunlaşan yazılardan bazıları şöyle:
Cinsiyetlenme ve Fantezinin Mantığı: Ceren Korulsan
Sapkınlık nedir? “Gayet iyi biliyorum ama yine de…”: Özgür Öğütcen
Sapkınlıklar ve Neoliberalizm: Ceylin Özcan
Sapkınlıklara Giriş: Özge Soysal
Yeryüzü Mutsuzluğu: Hakan Kızıltan
Başlangıçta Sapkınlık Vardı(r): Hakan Kızıltan – M. Bilgin Saydam
Ülkü Gürışık ile Söyleşi: Sapkınlık ve Klinik Görünümleri
Piyanist’in İçsel Müziği: Özden Terbaş
Şey; Bana Hem En Mahrem Hem De Yabancı Olan: Sevinç Beyza Toktay
Sapkın İlişkilenmeler, Toplumsal Yadsıma ve Duvar Üzerine: İlker Özyıldırım – Barış Özgen Şensoy
[ad_2]
Devamini oku >>