[ad_1]
“Müzik ile düşünmenin birbirine bu kadar benzediği daha önce hiç aklıma gelmemişti. Aslında müziğin de düşünmenin bir başka biçimi olduğu ya da düşünmenin, müziğin bir başka biçimi olduğu söylenebilir” diyor Amerikalı yazar, bilim kurgu ve fantezi edebiyatının en önemli yazarlarından kabul edilen Ursula K. Le Guin. Müzikle mesainiz hangi boyutta bilmiyorum ama müziğin bileşenlerinin insana iyi geldiği aşikâr… Vakti zamanında, üç sesli vokal anlayışlarıyla dikkat çekerek pop-rock’ta yeni soluklardan biri olmayı başaran Ozan Kotra, Ata Akdağ, Çağatay Kehribar, Hakan Çağlar’dan oluşan Flört’ün ilk merhabası 2000’li yılların başına denk geliyor. Ve aradan yıllar geçti, doğa yasalarının gereğinden midir bilinmez, pek çok grup gibi onlar da yollarını ayırma kararı verdi. Ortaya da “Rasta Baba”, “Bir Tek Sen Gelmedin”, “Yola Devam” ve “Cemiyette Pişiyoruz” gibi Flört hitlerinin yazarı Ozan Kotra’nın solo kariyerinin ilk ürünü olan “Senin Yüzünden” çıktı. Fuat Güner prodüktörlüğünde ve All Stars Music etiketiyle çıkan albümün kadrajında Ozan Kotra ile bir röportaj yaptık.
“Şarkıyı yazanın hissetmesi gerekiyor”
* “Müziğin ilk kuralı; eğer sen onu hissetmiyorsan, seyircin nasıl hissedecek? Akorları ve teknikleri öğrenmeden önce asıl müziği hissetmelisin” diyor Carlos Santana… Peki, mevzu sizde nasıl şekilleniyor?
Doğrusu bu mottosunu duymamıştım. Gerçekten çok doğru… Şarkıyı yazanın hissetmesi gerekiyor; bu konuda kendimi samimi buluyorum. Hissetmediğim, bana yabancı hiçbir şey yapmadım, zorunda da hissetmedim. Lüks yaşam yerine, samimiyetle yaptığım işlerle orta düzey bir gelirle yaşamayı tercih ettim. Bu şarkı da öyle oldu. Bundan sonra da öyle olacak.
* “Aşk, iki insanın bilinçlerini birleştirme çabasıdır. Boşuna bir çaba çünkü insan kendi bilincine mahkûmdur.” Sartre’ın bu cümlesini baz alıp “Senin Yüzünden”e gelirsek; her şey bir insan ve aşkı yüzünden olabilir mi? Yoksa şarkıda tatlı bir serzeniş mi var?
Aşka ya da ikili ilişkilere dair, insanın başına ne geliyorsa, aslında sadece kendi seçimlerinden kaynaklanıyor… Türkçe Pop Müziği’nde, genelde hep ayrılan sevgiliye söylenen “beter ol” temaları hakimdir. Ben ise sadece ironi yaptım. Aslında her şey benim yüzümden. “Ama sen çok güzelsin ya, güzelliğin yüzünden işte” der gibi. Bir anlamda sevgiliye övgü benim ki.
“İlk solo çalışmam ama nihai sound’um değil”
* “Senin Yüzünden” solo kariyerinizin ilk çalışması; albüm nazarında, bu aralar dünya ve kendinizle münasebet nasıl gidiyor?
İlk solo çalışmam ama nihai sound’um değil! Özel bir kutsallık da yüklemiyorum. Sadece bir başlangıç! Hatta biraz çizgimin dışında bir hava olduğu da söyleniyor ama ben müziğimde her zaman başka disiplinleri de referans almışımdır. İşin keyifli tarafı; kendime bir sound yaratıyorum. Arkamda yetenekli bir ekip var. Heyecanlıyım. Üç şarkı daha kaydettim ve stüdyo videolarıyla beraber Temmuz’dan itibaren dinlemeye başlayacaksınız. Hatta sürprizi bozmak gibi oluyor ama Flört döneminde benim çok sevdiğim ama kıyıda köşede kalmış bir kaç Flört cover’ı da yapıyorum. “Mevzu Benmişim” adlı yeni bir şarkım daha geliyor. Kemik Flört dinleyicisinin beğeneceğine inandığım şarkılarla geliyorum. Sound’umu ve kendimi geliştirme gayreti içindeyim. Kendimle uğraşıyorum yani.
* Bu solo çalışmanın derdi nedir? Mesela; müzikseverler ne bulacak ve sizin beklentiniz nedir?
“Senin Yüzünden” aslında Flört dönemlerinde yazdığım “Sevmez Olaydım”, “Aşk Böyleymiş Meğer” ya da “Yorgun Düştüm” gibi şarkıların bir devamı gibi. İçimdeki Türkçe pop damarı diyelim. Bu tarz şarkılar yazmak hoşuma gidiyor. Basit, anlaşılır, kakofoniden uzak ve dünya müziğinde bir devrim yaratma gayreti içinde olmadan. Birkaç insan “kendini piyasaya dayıyor” gibi şeyler yazıyor, söylüyor. Hayır, öyle değil! Bu şarkıyı severek, hevesle yazdım, kaydettim ve söylüyorum. Ama elbette bu benim nihai sound’um değil! Benden neler beklendiğini iyi biliyorum. Acele etmesinler. Onları da tatmin edeceğine inandığım şarkılar geliyor. Henüz işin çok başındayım.
“Artık bir başımayım”
* Flört sonrası sahnede ya da kayıtlarda o tekilliği hissetmek; artı ve eksi tarafları neler? Vokal olmanın size ve müziğinize yansıması nasıl oluyor?
Flört gibi bir grubun üyesi olmak gayet havalı bir şeydi. Ama şimdilik buraya kadar dediğimize göre artık bir başımayım. Dikkat ederseniz şarkının videosundaki ruh halim beş yaşındaki bir erkek çocuğu kadar ürkek. Çekimler esnasında “ben korkuyor muyum?” diye sordum kendime. İlk kez diğerleri yanımda yoktu. Ata vardı, o biraz serinletti ama Flört’ün o baskın maço gücünün olmadığını bilmek biraz garipsetti beni. İşin bir diğer kısmı ise başarısızlıktan korkmamam… Flört ise başarısız olamazdı, olsa bile kabul etmek zordu. Ama şimdi tek başımayım. Başarısızlıktan da korkmuyorum. Başarısızlıktan korkan insanların, başarıya ulaşma şansı yoktur.
* Fuat Güner ve Hakan Şensoy albümde dikkat çekiyor; bu buluşma nasıl oldu?
Künyede bu kadar değerli adın bir arada olması gerçekten benim için mutluluk verici. Müthiş bir kadroydu. O yüzden de rüya gibi bir sound geliyor. Şarkının akıbeti ne olur bilmiyorum ama bir yıldız yaratmak ya da Türkiye Müziği’nde bir kilometre taşı olsun diye yapmadık. Sadece güzel bir şarkı yapmayı amaçladık. Şarkıyı Fuat Abi’ye çaldığımda „Güzel şarkı, bunu yaparız“ dedi ve yaptık. Umarım güzel olmuştur.
* Son yıllarda müzik sektörünü nasıl görüyorsunuz? Analog ve dijital müzik yaratımlarını nasıl yorumluyorsunuz?
Aslında zemin aynı, sadece zemine adım atanlar değişiyor; cover’lar, arabesk şarkıların rock yorumları vs. Yine de umut vaat eden gençler yok değil! Ama bence hepsinin iyi prodüktörlere ihtiyacı var. İyi prodüktör hem iyi iş çıkartır hem de öğretir. Gençler öğrendiklerini uygular ve daha iyi işler çıkar. En çok takıldığım konu ise kelimelerin anlaşılmaması. Ağızlarını eğip, büküp yarı İngilizce, yarı Türkçe ne olduğu belli olmayan vokal tarzları… İşte bunları dinleyemiyorum. Ki bunu da yapan benim jenerasyonum. Gençlerin de suçu yok! Ben, anadilimizde şarkı söylediğimizde güzel bir dille söylenmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
* Müziğe ilk başladığınızdan bugüne kişisel hayatınızda ve müzikal algınızda neler değişti, kendinizle ilgili bir keşif oldu mu?
Çokça. İnsan her gün yeni bir şey öğrenebilir hayata dair. Ben, bugün 15 yıl önce çaldığımdan daha iyi bas çalıyorum. Beş yıl sonra daha da iyi çalabilirim. Şarkı söylemek ya da yazmak için de aynı şey geçerli. Benim geçmişte yaptığım işlerimi beğenmemek gibi bir sorunum var. Elimde olsa hepsini değil ama birçoğunu yeniden yapardım.
* Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Koskoca evrendeki en önemli şey ben değilim. Bunu öğrendim, artık biliyorum. Elimden geldiğince, ömrüm yettiğince insanlara güzel hisler, hoş şarkılar bırakmak istiyorum. Flört’ün bu duruma gelmesine, ben de dinleyicilerimiz kadar üzüldüm ama bilirsiniz, bazen elden bir şey gelmiyor. Röportajlarımda soğukkanlı cevaplar vermeye çalışıyorum ama o zaman da insanlar beni egosantrik olarak yorumluyor. Oysaki sadece onların üzülmemesi için bu şekilde konuşuyorum. Yakında çıkacak yeni şarkımın adı ise “Mevzu Benmişim”. Orada her şeyi esprili bir dille anlatıyorum.
[ad_2]
Devamini oku >>