[ad_1]
Arzum Onan‚ın ‚Kadın‘ adlı ikinci kişisel sergisi, 3 Ekim’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
Onan, çocukluk yaşlarından itibaren güzel sanatlara ilgisinin olduğunu belirterek, „Bilinenin ve dolayısıyla ezbere dönüşenin aksine, hayal ettiğimi çizmek, tasarlamak ve meydana getirmek, fiziğimin anlattıklarından çok daha kıymetliydi benim için. Belki 20’li yaşlarda yeterince kodlayamıyor, gereğini planlayamıyoruz ama zaman geçtikçe kristalize oluyor her şey. 30’lu yaşlarımda olgunlaşan bu düşünceyi heykelle buluşturmaktan mutluyum“ dedi.
„BİR KADIN OLARAK TÜM DUYGULARIMI YANSITMAYA ÇALIŞTIM“
Onan, 2010’da hayata veda eden heykeltıraş İrfan Korkmazlar ile çalışmalarına başladığını dile getirerek, yaklaşık 12 senedir de Yunus Tonkuş’un atölyesinde usta-çırak ilişkisi içinde öğrenmeye devam ettiğini söyledi.
Sergideki eserlerinde kadına dair her şeyi ele aldığının altını çizen Onan, şu bilgileri verdi:
„Bir kadın olarak, doğrudan ya da dolaylı tanıklık edip etmediğime bakmadan, içselleştirebildiğim tüm duygularımı yansıtmaya çalıştım. Farklı çevrelerde yaşayan kadınların, kendi rızalarıyla ya da baskıyla sıkıştığı, üzüldüğü, gözyaşı döktüğü yerlere, yeniden kendimce dokunmak istedim. Sosyal ve ekonomik yapılara bakmaksızın, kentlerden, feodal baskı bölgelerine değin aklıma değenler var.“
SERGİDE 22 ESER GÖRÜLEBİLECEK
Arzum Onan, hayata tutunmaya çalışan ve sorunları olan tüm kadınların eserlerinde olabileceğine işaret ederek, „Hayatını toprağa adamış, karnında bebeği, sırtında küfesi olan kadınlarımızı temsil eden ‚düven‘ çalışmalarım da oldu ilk kez“ ifadelerini kullandı.
Etkinlikte 22 eserinin yer aldığını sözlerine ekleyen sanatçı, „Taş, ahşap, metal ve bronzdan oluşan işler var. İlk sergimden farklı olarak cam çalışmalarım da var. Bütüne bakıldığında materyal çeşitliliğini önemsiyorum. Form, doğru malzemeyle buluştuğunda daha güçlü bir etki bıraktığını düşünüyorum“ değerlendirmesinde bulundu.
Sanatçı, yaratıcılığın ve hayal gücünün farklı tekniklerle dışa vurumu söz konusu olduğunda sanat dalları arasında seçim yapmanın pek mümkün olmadığını söyleyerek, „Son iki senedir heykeli desteklemesi açısından Özlem Üner’den desen dersleri alıyorum örneğin. Resmi de deneyimlemek ve ilerletmek istiyorum. İzleyici olarak ise mimari tasarımlar gibi takip ettiklerim de var“ diye konuştu.
„EŞİM DESTEĞİNİ ESİRGEMEDİ“
Eşi Mehmet Aslantuğ ile gözlerden uzak ve sadece yaptıkları işlerle anılan bir çift olmalarına da değinen Onan, bu konuda ortalama bir özen gösterdiklerine dikkati çekerek, „Ait olduğumuz uğraş, iş, çevre vesair ne varsa, yaşam ritmimizi fazladan etkilemesine izin vermedik. Evimiz ve o evin içine sığdırdığımız hayatı, herhangi bir hırsla takas etmemeye özen gösterdik“ dedi.
Arzum Onan, eşi ile oğlu Can Aslantuğ’un kendisine verdiği desteğin de altını çizerek, şöyle konuştu:
„Mehmet, desteğini hiçbir zaman esirgemediği gibi, ihtiyaç duyduğum anda neresinden tutacağına da son derece hakim bir yoldaştır benim için. Can ise küçüklüğünden beri tanıklık ettiği bir çok ayrıntının farkında yetişti. Bundan da ayrıca çok mutluyum.“
SERGİ 14 EKİM’E KADAR AÇIK
Sergiden sonraki günlerde yapacağı çalışmalara da değinen Onan, toplumsal cinsiyet eşitliğini odağına alan bir temizlik ürününe ait projede yer alacağını söyledi.
Genç isim, bu projenin çıkış noktasının kadının günlük hayattaki rolünü ev işleriyle sınırlayan ‚kalıp yargılar‘ olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
„Kadınların sosyal ve ekonomik hayattaki gerçek potansiyellerini ortaya koymalarına engel olan bu bakış açısına karşı işbirliği yapmayı ayrıca önemli buluyorum. Proje kapsamında evle ilgili işlerin aslında sadece kadınların değil, bir evi paylaşan tüm bireylerin sorumlulukları arasında yer alması gerektiğini ve kadınlara yüklenen sorumlulukların gerçekçi olmadığını, farklı bir şekilde ve formatta anlatacağız.“
Hayatın her alanında daha çok kadın sesine ihtiyaç olduğuna işaret eden Onan’ın eserleri, 14 Ekim’e kadar görülebilecek.
[ad_2]
Devamini oku >>