[ad_1]
Özellikle Çin’in ünlü alışveriş sitesinde birçok satıcı gerçek fatura değerinin çok altında fiyat göstererek gümrük vergisi ödemeden ürünlerini Türkiye’ye sokuyor. Bu sitede binlerce dolarlık alışverişler dahi gümrük vergisinden muafiyet limiti olan 22 Euro’nun altında gösteriliyor. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi, “Toplamda yıllık 1 milyar TL’ye yakın bir vergi kaybımız var. Bununla birlikte cari dengedeki açık da artıyor“ dedi.
22 Euro üzerindeki eşyaya gümrük vergisi uygulanıyor
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türkiye dışından posta ya da hızlı kargo yoluyla getirtilen kişisel kullanıma özgü eşyada gümrük muafiyeti limitini 26 Nisan’da düşürmüştü. Buna göre bedeli gönderi başına 22 Euro üzerindeki eşyaya gümrük vergisi uygulanıyor. Daha önce yurt dışı alışverişlerindeki limit önce 75 daha sonra ise 30 Euro’ya kadar indirilmişti. 22 Euro ve üzeri değerdeki eşyalar için yüzde 18-20 vergi alınıyor. Yurt içinde üretimi bulunan bir ürünü dışarıdan getirmek isteyenler de ise yüzde 20 ek vergi ile karşılaşıyor. Birçok kişinin ise gümrük vergisi ödememek adına yurt dışından bazı e-ticaret alışveriş sitelerindeki satıcılarla anlaşıp faturaları gümrük muafiyeti için değerinin altında gösterdiği de ortaya çıktı. Bu yolla yapılan alışverişlerden dolayı Türkiye’nin kaybı ise yılda 1 milyar TL’yi aşıyor.
Fatura oyunu ile getirilip satılan çok ürün var
Özellikle Çin’in ünlü alışveri sitesindeki birçok satıcı, alışveriş tutarını gümrük vergisinin altında gösteriyor. Gerçek satış rakamı yerine faturayı gümrük vergisi limiti olan 22 Euro altı gösterilmesinin önüne de geçilemiyor. Satıcılar alışverişi artırmak için alıcıya sormadan da gümrük vergisi muafiyeti altında gösterdiği oluyor. Böylece gümrük vergisini ödenmeden Türkiye’ye çok sayıda eşya sokuluyor. Türkiye’de piyasada satılan bu yöntemle giren çok sayıda eşya var. Sipariş aşamasında alıcılar satıcıya mesaj atılarak faturanın düşük gösterilmesini sağlıyorlar. İnternet forumlarında da konu dikkat çekiyor. DHA muhabiri de aynı siteden 300 dolarlık sipariş verdi.
Çinli satıcı 300 dolarlık alışveriş siparişini 22 Euro gösterileceğini belirtti.
„Tüketicileri vergiden kaçınmaya teşvik ediyorlar“
ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi, “Yurtdışında yerleşik ancak ülkemizde faaliyet göstermeyen e-ticaret sitelerinin ülkemizdeki tüketicilerden de ilgi gördüğü bir gerçek. Ancak bu firmaların, gümrükleri aldatıcı bir politika izleyerek, yasal olmayan yollardan gümrük muafiyet kazanımı amaçlı paket gönderimlerinde, gümrükte görünen fatura miktarını gerçek paket değerinin çok altında göstererek tüketicileri vergiden kaçınmaya teşvik ettikleri ve Türkiye’ye yasaklı, kalitesiz asgari koşulları sağlayamayan ürün gönderimi yaptıkları tespit ediliyor“ dedi. Türkiye’nin e-ticaret pazarı yurt dışı alışverişlerindeki fatura oyunlarından ne kadar zarar gördüğüyle ilgili Ekmekçi, “Bu konunun uzun vadede sektöre çok ciddi zararlar vereceğini düşünüyorum. Korsan e-ticaretin pazardaki mevcut payı yüzde 30, gerekli önlemler alınmazsa bu oran yüzde 40’a kadar çıkabilir. Bir tarafta vergisini ödeyerek e-ticaret ve e-ithalat firmalar varken, vergiden muaf olmaya çalışan bu firmalar pazarda haksız rekabete yol açıyor. Sınır ötesi korsan e-ticaret, Türkiye’deki e-ticaret sektörünün yüzde 20’sini oluştururken, sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen satışlar da yüzde 10’unu oluşturuyor. Toplamda yıllık 1 milyar TL’ye yakın bir vergi kaybımız var. Bununla birlikte cari dengedeki açık da artıyor“ diye konuştu.
“Türkiye’nin önlem alması lazım, güvenlik riskleri de var“
Emre Ekmekçi, özellikle Türkiye’ye giriş yapan ithal ürünlerin bir kısmının, ülke ve tüketiciler için çeşitli güvenlik riskleri dahi oluşturabildiğine dikkat çekti. Ülkeye e-ithalat yoluyla giriş yapan siparişlerde, normal ithalat koşulları için uygulanan asgari ürün güvenliği ve denetimlerinin uygulanması gerektiğinin altını çizen Emre Ekmekçi, “ Hızlı kargo ve posta yoluyla gelen eşyalarda gönderi başına limit 30 Euro’dan 22 Euro’ya düşürüldü. Bu gelişme de oldukça olumlu bir adım oldu. Bununla birlikte, e-ithalat alanında dış ticaret açığımızın büyümesi ile ilgili sorunlara yol açan konuların daha fazla incelenerek çözümler bulunmaya devam edilmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle, Türkiye’de yerleşik olmadan ülkemize satış yapan bazı firmaların satıcılarının bu faaliyetlere katılan ve teşvik edilenlerin tespit edilerek engellenmesi sektörümüz, tüketiciler ve devletimiz açısından önem arz ediyor“ şeklinde konuştu.
“Maliye Bakanlığı çalışmalar yapıyor“
Ekmekçi, Türkiye’de e-ticaret şirketlerinin bunu önlemek adına bir çalışmasının olup olmadığıyla ilgili soruya ise, “Biz ETİD olarak hukuki düzenlemeler konusunda sürekli çalışıyoruz ve ilgili kurumlarla sürekli işbirliği halindeyiz. Maliye Bakanlığı da bu konuda çalışmalar yapıyor. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından kurulmakta olan E-Ticaret İzleme Merkezi, denetimi sağlamak adına atılmış çok önemli bir adım. Yalnızca e-ticareti ve dijital kanalları takip edecek olan bu merkezin kayıt dışı e-ticaretin büyük ölçüde önüne geçeceğini düşünüyorum. Türkiye’de operasyonlarını yürütüp vergiden muaf olmaya çalışan firmalara yaptırımlar uyguluyor ve gerekirse Türkiye’deki operasyonlarını durduruyor. Tüketicilerin bu konuda bilinçlendirilmesi de büyük önem taşıyor. Çünkü aslında burada en büyük amacımız tüketicinin güvenliğini sağlamak ve haklarını korumak“ diye cevap verdi.
“Sosyal medya alışverişleri de büyük risk“
Sosyal medyadan yapılan satışlarla ilgili ise Ekmekçi, “Sosyal medya üzerinden yapılan satışlar hızla büyürken öncelikle durumun hem tüketici açısından hem de sektör açısından büyük risk taşıdığını düşünüyorum. Tüketici ürünü sosyal medyada görüyor, beğeniyor ve satın almak istiyor. Ancak karşısında tüzel kişilik değil kendisi gibi bir birey yer alıyor. Bu gibi durumlarda sonuç genellikle tüketicinin yaşadığı kötü deneyimle sonuçlanıyor; ürün vaat edildiği gibi kendisine ulaşmıyor ya da vaat edilenden farklı; kırık ve hasarlı ürün ulaşıyor. Tüketici yaşadığı mağduriyeti çözebilmek için kimseye ulaşamıyor ya da hukuki yollara başvuramıyor. Çünkü söz konusu alışveriş bir mesafeli satış sözleşmesiyle bile korunmuyor ve söz konusu satıcı birey yaptığı satış üzerinden vergi dahi ödemiyor. Ürünlerin insan ve çevre sağlığı açısından uygun olduğuna dair bir denetleme yapılamıyor. Hatta bu gibi mecralarda satışı yasaklanmış ürünlere dahi rastlamak mümkün. Dolayısıyla bu da tüketici için tehdit oluşturabiliyor“ ifadelerini kullandı.
“Kötü deneyimler yüzünden online alışverişi hayatından çıkarıyorlar“
Tüketicinin yaşadığı kötü deneyim sonucunda güvenilir e-ticaret sitelerine bile tereddütle yaklaştığını ve online alışverişi hayatından çıkarmasıyla sonuçlandığını dile getiren Ekmekçi, “Bu da sektör adına oldukça negatif bir etki yaratıyor. Bu yüzden bu konuda gerekli adımların bir an önce atılması ve bu gibi satışların denetim altına alınması kritik önem taşıyor.Bireyler de online kanallarda alışveriş yaparken mutlaka kendilerine Mesafeli Satış Sözleşmesi’nin sunulduğuna dikkat etmeli ve satıcıdan muhakkak fatura talep etmeliler. Sosyal medya üzerinden ya da bir e-ticaret sitesinden yaptıkları alışverişte kapıda ödeme seçeneğini tercih ediyorlarsa, kargoyu teslim alırken muhakkak ürünü kontrol etmeli ve yine mutlaka ürünün faturasının olup olmadığına dikkat etmeli, ürün faturasızsa teslim almamalılar“ dedi.
[ad_2]
Devamini oku >>