[ad_1]
Rize’nin ismiyle özdeşleşen „Rize simidi“, Rize Belediyesi’nin girişimleriyle Türk Patent ve Marka Kurumu’nca tescillenerek coğrafi işaret belgesini aldı.
Rize Belediyesi, kentin sembol lezzetlerinden olan Rize simidinin tescillenmesi için Eylül 2017’de Türk Patent ve Marka Kurumu’na coğrafi işaret için başvuru yaptı.
Sürecin tamamlanmasının ardından „Rize simidi“ tescillenerek coğrafi işaret belgesini aldı.
„ETKİNLİKLERDE SİMİDİMİZ BAŞ ROLÜ ALMAKTADIR“
Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, Rize’nin kültürel anlamda değerlerini ön plana çıkarmak için birtakım çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Çalışmalar kapsamında kentin mutfağına ait geleneksel yiyeceklerden olan Rize simidinin tesciline yönelik girişimlerde bulunduklarını belirtti.
Kasap, Rize simidini önemsediklerine dikkati çekerek, Eylül 2017’de Türk Patent ve Marka Kurumuna yaptıkları coğrafi işaret başvurusunun 1 Ağustos 2018 itibarıyla onaylandığını aktardı.
Tescilin, Rize simidinin Rize’ye ait olması bakımından önem taşıdığını vurgulayan Kasap, „Rize simidi bir markadır. Artık markası tescillenmiş Rize simidimiz var“ dedi.
Kasap, tescil sürecine ilişkin bilgi vererek, şu değerlendirmede bulundu:
„Türk Patent ve Marka Kurumu ile yaklaşık bir yılda 15 yazışma yaptık. Uzun bir sürecin içinde kurumsal ve geleneksel anlamda Rize simidinin Rize’ye ait olduğunu gösteren birçok kanıtlar sunduk. Bunlardan biri de Rize simidinin özellikleri, ölçüleri ve içeriğine ilişkin bilgilerin bulunduğu 1930’lu yıllarda Rize Belediyesi tarafından alınmış meclis kararıdır. Bu karar doğrultusunda Rize simidinin bir değer olarak 1930’lu yıllardan bu yana resmi kayıtlarda yer aldığını görüyoruz. Özellikle 90 yaşın üzerinde kişilerle yapılan röportajlar, kanıt olarak kullanılan veriler arasında bulunuyor. 1930’lu yıllardan önce Rize simidinin üretildiği de söyleniliyor.“
Rize simidini sadece kentte yaşayanların değil, aynı zamanda il dışında yaşayan Rizelilerin de severek tükettiğini belirten Kasap, „Genellikle Rize’den başka illere yolculuk yapan insanlarımız yanlarında Rize simidi götürüyor. Rize’yi tanıtan bir çok etkinliklerde simidimiz baş rolü almaktadır“ diye konuştu.
Kasap, Rize çayının zaten bir marka olduğunun altını çizerek, „Sofralarda, maç ve sinema aralarında çay içeriz. Gittiğimiz ziyaretlerde ikram edilir, biz de gelen misafirlerimize çay ikram ederiz. Misafirlerimize çayın yanında Rize simidi ve peynir de sunarız“ ifadelerini kullandı.
Rize’de yaklaşık 20 simit fırını bulunduğunu aktaran Kasap, yılda yaklaşık 35 ton hamurdan hazırlanmış simit tüketildiğini dile getirdi.
Kasap, Rize ekmeği olarak bilinen „baston ekmeği“ için de coğrafi işaret belgesi başvurusunda bulunduklarını sözlerine ekledi.
„RİZE SİMİDİ, KAHVALTININ BİR NUMARALI YİYECEĞİDİR“
Simit fırını sahibi Kemal Zırh ise Rize simidinin çok fazla rağbet gördüğünü söyledi.
Rize simidinin, kahvaltının bir numaralı yiyeceği olduğunu belirten Zırh, „Her yerin simidi farklıdır ama Rize simidinin tadını her yerde bulamazsın. Rize’ye özgü bir tattır“ dedi.
Zırh, un, su, tuz ve az miktarda maya ile hazırlanan hamuru 20 dakika dinlendirdiklerini, ardından da bu hamurdan hazırlanan 60 gramlık parçaları bir dakika sıcak suda kaynattıklarını aktardı.
Simidi daha sonra renk ve tat alması için kaynar siyah üzüm pekmezine bandırdıklarını anlatan Zırh, yaklaşık 30 dakika fırında odun ateşinde pişirdiklerini kaydetti.
[ad_2]
Devamini oku >>