[ad_1]
İzmir Ticaret Borsasında (İTB) sezonun ilk çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru incirinin borsaya getirilmesi nedeniyle düzenlenen sembolik açık artırma törenine katılan Pakdemirli, konuşmasında yeni öğretim yılının öğrencilere hayırlı olması dileklerini iletti.
Bakan Pakdemirli, merhum Turgut Özal’ın siyasi hayatında İzmir’den aday olduğu halde kazanamadığını ancak sonrasında cumhurbaşkanlığı görevine yükseldiğini, TBMM Başkanı Binali Yıldırım‚ın da İzmir’den büyükşehir belediye başkanlığını kazanamamasına rağmen başbakanlık ve TBMM başkanlığı görevine geldiğine dikkat çekerek, kendisinin de geçmişte İzmir’den milletvekili olmak istediğini ancak seçilemediğini, bugün bakanlık görevini yürüttüğünü, bu nedenle İzmir’e teşekkür ettiğini söyledi.
Çiftçiye „fiyat garantisiyle destek“ çalışması
Tarım borsacılığının geliştirilmesi, tarım ürünlerinde ileriye yönelik fiyatları yakalayabilen bir yapının kurgulanması gerektiğini anlatan Pakdemirli, şöyle konuştu:
„Bakanlıkta tarım sigortaları kapsamında arkadaşlara görev verdim. Dedim ki, biz çiftçiye destek veriyoruz, bu destekleri vermesek de fiyat garantisi versek. Türkiye‚de derinliği olan bir borsa olsa zaten bunu yapmak çok kolay. Bu Türkiye’de henüz tam anlamıyla gerçekleştirilmediği için ABD’deki borsalara bakıyoruz. Türkiye’deki fiyatlarla paralel giden fiyatlarsa, sürekli olarak tekrar eden fiyatlarsa biz bunları yurt dışı borsalarından getirip tarım sigortaları haline getirip çiftçiye de şunu diyeceğiz, ’senin fiyatın 10 lira, eğer 8 lira olursa aradaki 2 lira farkı ben sana ödeyeceğim‘.“
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak toprağın ve suyun buluşmasını önemsediklerine değinen Pakdemirli, yeni hükümet sistemiyle çok daha hızlı karar alınabildiğini aktardı.
İş planı ekimde açıklanacak
Tarımda geliştirilecek çok alan olduğunu belirten Pakdemirli, „5 yıllık bir iş planını yazıyoruz şu anda. İnşallah ekim ayı içinde bunu kamuoyuyla paylaşıyor olacağız. Amacımız üreticiyi güldürmek ve aynı zamanda tüketiciyi ezdirmemek. Bakanlık olarak iki ana görevimiz var. Biri üreticiyi enflasyona ezdirmeyeceğiz. İkincisi de tüketiciyi koruyacağız.“ diye konuştu.
Kendisinin de geçmişte İzmir Ticaret Borsasında üzüm ve incir alım satımı yaptığına işaret eden Pakdemirli, halen aile çiftliğinde üzüm üretimi yaptıklarını ve tarım konusunda birçok konuyu ezbere bildiğini söyledi.
Üzüm ve incirde Türkiye’nin marka olduğuna dikkati çeken Pakdemirli, şunları kaydetti:
„Markalara yatırım yapmamız lazım. Tarımda da katma değeri ön plana çıkarmak için bir milli marka gerekiyor. Özellikle tarım gibi katma değeri az olan sektörlerde gerçekleştirmek çok kolay değil devlet desteği olmadan. Bizim milli bir markamız olması lazım. Bunun altında da tarım ürünlerini pazarlamamız lazım. Türk Hava Yolları gibi. Devlet bu konuda belli harcamaları yapsın. Ürünlerimizin 3 kuruş, 5 kuruş, 10 kuruş daha fazla satılması gerektiğini düşünüyorum. Bunları oturup konuşmamız gerekir.“
„Gerekiyorsa ihracatın bir miktar kısıtlanması“
Toprak Mahsulleri Ofisi ve Tarım Kredi Kooperatifleri olarak her zaman üreticinin yanında olduklarını vurgulayan Pakdemirli, şöyle konuştu:
„Mazota, gübreye ve biyolojik mücadeleye zaten desteklerimiz devam ediyor. Bunları da artırarak devam ettireceğiz. Şu an ürün takip sistemi kurduk. Bu geçmişte de olan bir sistemdi ama çok aktif olmayan bir durumdaydı. Şimdi bütün ürünleri takip ediyoruz. Bütün ürünlerle ilgili ne gerekiyorsa hem üreticinin ve tüketicinin daha ucuz yemesi anlamında gerekiyorsa gümrüklerin düşürülmesi, gerekiyorsa ihracatın bir miktar kısıtlanması… Çünkü şu andaki tüm emtialar yurt dışına göre daha ucuz kaldılar ve yurt dışına ucuz ihraç ediyoruz. Yarın onları pahalı olarak geri kalmak durumunda kalabiliriz. O yüzden bununla ilgili gerekli izleme görevimizi yapıyoruz.“
Bakan Pakdemirli, Sudan’daki tarım faaliyetleriyle ilgili bazı siyasetçilerin „Türkiye’nin Sudan’da ne işi var?“ dediğini belirterek, „Ben de onlara ‚Çin’in, İngiltere’nin, Fransa’nın Afrika’da işi ne?‘ diye sormak istiyorum. Biz Sudan’ı Afrika’ya açılan kapı olarak görüyoruz. Sudan halkı bizi hakikatten çok seviyor. Gıda arz güvenliğini sağlamamız için bizim ufka doğru bakıyor olmamız lazım. 830 bin hektar alanı hükümetten teslim aldık Sudan’da. Bunun anlamı şu Türkiye’nin sulanabilir arazilerinin 10’da 1’i kadar bir arazi daha almış olduk. Öncelik tabii ki Türkiye’nin ihtiyacıdır.“ ifadelerini kullandı.
„Endişe taşımıyoruz“
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de yeni sezonun tüm üreticilere hayırlı olmasını temenni etti.
Kuru üzüm ve kuru incirin Türkiye’ye katma değer sağlayan ürünlerin başında geldiğini dile getiren Kestelli, „Geçtiğimiz sezon 110 ülkeye rekor miktarda 280 bin ton kuru üzüm ihracatı yaptık. Bu yıl iklim koşullarının etkisiyle rekoltede bir miktar düşüş bekliyoruz. Kuru incirde de 62 bin ton ihracat gerçekleştirdik.“ dedi.
Son dönemlerde Türkiye’nin ekonomik saldırılara maruz kaldığına dikkati çeken Kestelli, „Kur oyunlarıyla elimizi kolumuzu bağlama çabaları gayet net olarak görülüyor. Birlik ve beraberlik içinde bu sıkıntılı günlerin üstesinden geleceğimizden en ufak bir endişe taşımıyoruz. Ayrıca bu saldırıları bize bir kez daha üretimin, üretim ekonomisinin önemini hatırlatması açısından çok önemsiyoruz.“ ifadelerini kullandı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise görevde olduğu sürece tarım ve hayvancılık alanında birçok proje geliştirdiğini, Bakan Pakdemirli’nin de tarımın içinden geldiğini ve Türk tarımına çok büyük katkı sağlayacağına inandığını söyledi.
Törende Işınsu Kestelli’nin yönettiği sembolik açık artırmayla Manisalı üretici Yusuf Avşar’ın getirdiği çekirdeksiz kuru üzüm kilogramı 350 liradan İzmir Ticaret Borsası, Mustafa Gümüşoğlu’nun Aydın’ın Nazilli ilçesinden getirdiği kuru incir de yine kilogramı 350 liradan Ege İhracatçı Birlikleri tarafından satın alındı.
Bakan Pakdemirli, törenin ardından Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda geliştirilecek projeler için kentin önde gelen sivil toplum kuruluşları ve yatırımcılarının ortaklığıyla kurulan Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş’nin (TARKEM) basına kapalı düzenlenen toplantısına katıldı.
[ad_2]
Devamini oku >>