[ad_1]
Haberturk.com / Demet Demirkır
Ülkemizde son günlerde çocuk kaçırılması ve çocuk cinsel istismarı ne yazık ki giderek artıyor. Hepimizi derinden yaralayan bu olaylar toplumun da çok büyük tepkisine neden oldu. Minik Eylül’ün ölümüyle derinden sarsılan ülkemizin Leyla’dan beklediği umut dolu bekleyiş, Ağrı’dan gelen acı haberle yerini yasa bıraktı.
Hepimizi üzüntüye boğan bu acı olayların tekrar yaşanmaması için ne yapmalıyız? Aileler çocuklarını nasıl koruyacaklar? Çocuklarımıza ilk önce hangi bilgileri, nasıl vermeliyiz?
Çocukların kaçırılması maalesef birkaç dakika içerisinde gerçekleşebiliyor. O yüzden aileler gözlerini dört açmalı ve bu kurallara dikkat etmeli. Pedagog Adem Güneş, toplumsal olarak herkese görev düştüğünü kaydederek, her ebeveynin bilmesi gereken bu hayati bilgileri tüm detaylarıyla HABERTURK.COM‚a anlattı.
ÇOCUĞU SOKAĞA, PARKA, BAHÇEYE GÖNDERMEMEK DE DOĞRU DEĞİL!
Pedagog Adem Güneş, „Hep birlikte toplumsal bir öfke içindeyiz. Anne babalar oldukça kaygılı. Doğru bilgiler elde edemeyen anne babaların kaygıları ise paranoyaya dönüşüyor“ diyor.
Güneş, kimi anne ve babaların, çözümü bu yaz günlerinde çocuklarını sınırlandırmakta bulduğunu, parka, bahçeye göndermediğini, sokakta oyun oynamasına dahi izin vermediğini söylüyor. Güneş’e göre; kimi ebeveynler de çocuklarını yabancılara karşı korkutarak, çocuğunu koruyacağını zannediyor. Halbuki yapılan çalışmalar bütün bunların doğru bilgiler olmadığını ortaya koyuyor.
İşte doğrusu…
1. Çocuk ‘kimden’ korunacağını değil, ‘neyden’ korunacağını bilmeli
Birçok anne baba çocukları istismara uğramaması ‘yabancılardan’ uzak durmasını öğretiyor. Halbuki çocuğun yabancılara karşı korkutulması istismarı önlemiyor. Çünkü çocuk istismar olaylarının neredeyse tamamına yakınında fail yabancı değil, tanıdık biri çıkıyor. Halbuki anne babalar, çocuklarına ‘kimden’ sakınması gerektiğini değil, ‘neyden’ sakınması gerektiğini öğretmelidir. İster tanıdık olsun, ister yabancı fark etmez, çocuk kendi aurası içerisine izinsiz giren her kişiden rahatsızlık hissetmelidir. Bunun için her anne baba mahremiyet eğitimi prensiplerini bilmelidir.
2. Çocuk zorda kaldığında sadece ‘bağırarak’ değil, istediği gibi tepki verebilmeli
Birçok anne baba, çocuklarına zor bir durumla karşılaştıklarında, bağırarak tepki vermesini öğretiyor. Bu doğru fakat yeterli değil. Her çocuğun kendi mizacına özgün bir savunma davranışı vardır. İstenmedik bir olayla karşılaştığında kimi çocuk ısırır, kimi tükürür, kimi kendini yere atar, kimisi ise bağırır. Çocuğun kendine has savunma davranışını geliştirebilmesi için, onu aile içinde zaman zaman kendini savunacağı zamanlarda ortaya koyduğu davranışlara engel olmamalıdır. Eğer çocuk kardeşiyle çatıştığı bir sırada hakkını almak için kendini yere atıyorsa, anne baba böylesi bir davranışı cezalandırmamalı, düzeltmelidir. Çocuğun doğal savunma araçları baskı, zorlama ve cezalandırmalarla köreltilmemelidir.
BU CANAVARLIĞIN PSİKOLOJİSİ NE? LEYLA VE EYLÜL’E NEDEN KIYDILAR?
3. Çocuk yetişkin yabancıları ‘abi, amca’ diye değil, ‘komşu, bakkal, bey’ diye tanımalı
Anne babalar, çocuklarını saygılı bir birey olsun diye yetiştirmeye çalışırken, yetişkinlere karşı edilgen hale getirdiklerini fark etmiyor maalesef. Çocuğa kendinden büyükleri için ‘abi, amca’ dedirttirmeye zorlamak, yabancıyı ‘abi, amca’ yakınlığı içinde hissetmesine neden olur. Çocuk komşuyu ‘amca’ diye değil, ‘bey’ diye öğrenmeli… Kendi yaşından büyük çocuklara ‘abi’ diye değil, ya ‘adı’ ile veya (geleneksel bir kültür içinde yaşanıyorsa) adı ile birlikte ‘abi’ diye hitap etmeli. Örneğin, Ali abi, Mehmet abi, vb…
4. İstismara karşı akıl değil, duygular eğitilmeli
Çocuğa, yetişkinlerin çocukları istismar edebileceğini korkutmadan, kaygılandırmadan anlatmak oldukça zordur. Çocuğun bir istismar olayının ne olduğunu anlaması da oldukça zordur. Kendisinin seviliyor olması ile istismar ediliyor olmasını ayırt edemez. Ancak kendisinin tanımadığı davranışlardan rahatsız olabilir. İşte buna mahremiyet eğitimi diyoruz. Eğer anne baba çocuklarına ‘saygın bir birey’ olarak davranmayı alışkanlık haline getirirse, aynı zamanda çocuğunu istismardan da korumuş olur. Çocuk kendisini istismar eden kişinin davranışlarını anne babasının kendisine davranışlardan farklı olduğunu hissettiğinde rahatsız olur, tepki verir. Eğer anne baba, çocuğa saygın davranmamış, üstünü değiştirirken izin almadan, zorlayarak kıyafetlerini çıkartmış, vücuduna izin almadan dokunmuş, kolundan tutup çekmiş, sinirlendiğinde itmiş veya istediği zaman istediği gibi öpmüş, ısırmış ise çocuk bu davranışları normalleştirir. Bu nedenle de kendisini istismar eden kişinin davranışlarına tepki vermez.
5. Çocuk tepkiyle değil, ilgiyle dinlenmeli
Çocuğun sokakta arkadaşlarıyla veya yetişkinlerle ilgili anlattığı, fakat anne babanın doğru bulmadığı olaylara tepkiyle değil ilgiyle yaklaşılmalıdır. Çocuk yaşadığı olumsuzlukları anne babasına anlatırken anne babasının tepkisinden korkmamalı, onun kendisini ilgiyle dinliyor olduğu izlenimini hiç yitirmemelidir. Unutmamak gerekir ki, çocuk istismarcıları birden bire ortaya çıkmaz. Kimi zaman aylarca kimi zaman yıllarca bir çocuğun peşinde ona yakınlık kurmak için çaba harcar. Çocuk anne babasına kendisini çok seven bir kişiden bahsettiğinde tepki vermesi, çocuğun sonraki olayları anlatamamasına neden olur. Çocuk, ne anlatırsa anlatsın ilgiyle dinlenmeli ve fakat anlattığı durumun aydınlanabilmesi için perde arkasında girişimlerde bulunmalıdır. Bunun yanı sıra, çocuğa neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlatmak için, olayı anlattığı sırada değil, bir başka zaman daha uygun bir zamanda suçluluk hissettirmeden, hangi olay karşısında nasıl davranması gerektiği anlatılmalıdır.
6. Her anne, baba ve öğretmen mahremiyet eğitimini bilmeli
Çocuğun istismardan korunması çocuğun sorumluluğu değildir. Yetişkinin sorumluluğudur. Mahremiyet eğitimini bilmeyen anne babalar çocuklarına ne öğretirse öğretsinler istismar riski devam eder. İstismarın önlenmesi, yetişkin eğitimi ile mümkündür. Anne babalar kendilerini eğitmesi için devletten, belediyelerden veya uzmanlardan yardım beklemek yerine, kendileri inisiyatif almalı, çocuklarının yaşamlarını ilgilendiren en önemli konu hakkında kitap okumalı, ayrıntılı bilgilere erişmelidir. Unutmamak gerekir ki, ebeveynler açısında çocuklarının ölümünden sonraki en büyük olay çocuklarının istismara uğramasıdır.
[ad_2]
Kaynak