[ad_1]
Memorial Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Şaban Karayağız, temelde motor hareketleri olarak değerlendirilen kaş, göz oynatma ve el-kol hareketlerinin istem dışı bir uzuvda ortaya çıkarak, amaca yönelik olmadan ritmik hale gelmesi ve kasılma şeklinde kendini belli etmesine ‚tik‘ denildiğini söyledi. Yeni bir hareketin tik olarak ifade edilebilmesi için istem dışı ve amaca yönelik olmaması gerektiğini belirten Karayağız, „Ayrıca vokal tik denilen sesle ortaya çıkan boğaz temizleme veya alışılmışın dışında ses çıkarma da tik kapsamına girmektedir. Bazen konu dışı belirli sözcükleri ya da deyişleri yineleme, küfür etme, duyduğu son cümleyi tekrar etme şeklinde de vokal tikler de oluşabilir. Ses çıkarma şeklindeki bazı tikler, alışılmışın dışındaki vücut hareketleriyle birlikte görülüyor ve anksiyete bozuklukları eşlik ediyorsa ‘Tourette Sendromu’ adı verilen genetik geçişli özel bir durum söz konusudur“ dedi.
‚Tik bozuklukları stres faktörüne bağlı gelişim gösteriyor‘
Çocukluktaki stresin insanı ‚tik‘ sahibi yapabileceğini ifade eden Karayağız, „Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklarda görülen tik bozuklukları, özellikle ergenlik dönemine girmiş lise çağındaki gençlerde daha yoğun olarak görülmektedir. Diğer ruhsal sorunların altında yatan nedenlerde olduğu gibi tik bozuklukları da stres faktörlerine bağlı olarak gelişmektedir. Özellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan stres kaynaklarından olan anne ve babanın ayrılması, annenin dışında çocuğa bakıcı ya da aile bireylerinden birinin bakması, kreş sürecinin uzun olması gibi nedenlerle tik bozuklukları ortaya çıkmaktadır“ diye konuştu.
Tiklerin 3-10 yaş arasında ortaya çıktığını söyleyen Karayağız, „Tiklerin altında genetik yatkınlık, hormonal faktörler, sosyal öğrenme ve stres faktörlerinin yattığı düşünülmektedir. İleri yaştaki çocuklarda ise eğitim-öğretim sürecindeki sınav stresi ve sosyal ortama ayak uyduramama gibi faktörler de bu soruna neden olabilmektedir. Aslında bir ya da birden fazla faktörün bir araya gelmesi ve havuzu taşıran son bir damla gibi ek bir faktör tik bozukluklarını tetikleyerek ortaya çıkarmaktadır. Kalıcı tik bozukluğu olan çocuklar zamanla kendilerini sosyal ortamlardan soyutlamaktadır. Normal çocuklara göre tepkileri de farklı olan bu çocuklarda tik bozuklukları 3-10 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır“ dedi.
Tik bozukluğunda terapinin uzmanlar tarafından yapılmasını öneren Karayağız, „Tik bozukluklarında medikal tedaviler ve uzmanlar tarafından yapılacak terapiler yararlı olmaktadır. Bu soruna neden olan stres faktörü belirlendiyse, bireysel görüşmeyle yapılacak psikoterapi etkili olabilmektedir. Stresin arttığı durumlarda ise gerginliğin azaltılması adına çocuğa verilen destek ve ilgi tiklerin ortadan kalkmasına yardımcı olur. Gerekli görüldüğü takdirde, ailenin de müdahil olduğu grup terapileriyle bu sorun çoğu zaman aşılabilir. Az da olsa yüzde 5-10 gibi bir oranda bazı gençlerde tik bozuklukları hayat boyu devam eder. Bu sorun ne kadar küçük yaşta ortaya çıkarsa tedavide başarı elde etme oranı yükselmektedir. Tik bozuklukları çocuğun sosyal, akademik ve psikolojik durumunu etkileyecek duruma geldiyse kesinlikle bir psikiyatri kliniğine başvurması gerekir“ ifadelerini kullandı.
[ad_2]
Kaynak