[ad_1]
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, „Enflasyonla mücadelede önce Ekim ayı rakamlarıyla birlikte, sonra Kasım ve Aralık’taki rakamlarla aşağı yönlü trendi sürdürerek, bu mücadelenin meyvelerini tüm ekonomimizde hep beraber toplayacağız.“ dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, „Hedef 2023 Büyük Türkiye Zirvesi“nin açılışındaki konuşmasında, organizasyon için yeni havalimanının seçilmesinin önemine işaret etti. Ay sonu itibarıyla yeni havalimanı projesinin ilk fazının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‚ın katılımıyla açılacağını anımsatan Albayrak, projenin 2023 Türkiye’sinin en net habercilerinden biri olacağını söyledi.
Albayrak, 2023 Türkiye’sinin afaki bir hayal değil, adım adım devreye alınan hep birlikte yaklaşılan, gerçekçi ve vizyoner bir hedef olduğuna dikkati çekti. „Hem yapmayalım, yıkalım, karşıyız diyeceksiniz hem de bu benzeri muhteşem projeleri görünce, ağzınız açık bakacaksınız.“ diyen Albayrak, şunları kaydetti:
„Bizler yapmakla, inşa etmekle, Türkiye’yi büyütmekle mükellefiz. Ama buna sonsuz muhalefet edenler, yakalım yıkalım diyenler, bu eserler ortaya çıkınca da bıyık altından bakıp, çaktırmadan da ziyaret edip, ilk uçak bileti için sıraya girecek olan da bunlar olacak. Uzunca bir dönem, malum bir kesim tarafından Türkiye’nin başat projeleri var ya, bilinçli bir itibarsızlaştırma süreci yürüttüklerine şahit olduk. Köprüler öyleymiş, tüneller böyleymiş, araştırma gemileri, altyapı süreçleri, havaalanları…
Cumhuriyet tarihimizde görülmemiş bu eserlere, bilinçli şekilde birileri, hep ipi dışarıda olan, kökü dışarıda, bu topraklarda olmayan birileri, bilinçli şekilde bunu yaptı. Ama ete, kemiğe bürünüp, bu noktada eserler ortaya çıktıkça, dünyayı gezip, bu projelerin ne kadar büyük bir tebrik, kıskançlık, teveccüh gördüğüne şahit oldukça, hakikaten büyük ve güçlü Türkiye yolculuğuna, adım adım nasıl ilerlediğimize şahit oldular.“
Ekonomi politikaları ve diplomasinin öneminin yanında farklı duygularla birlikte, çok değişik tecrübelerin yaşandığı bir haftanın geride bırakıldığına işaret eden Albayrak, salı günü başlatılan Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı’nı anımsattı. Albayrak, yeni ekonomi programının en önemli ayağı olan enflasyonla mücadele için tüm STK, iş insanları, Birlik ve özel sektöre yapılan çağrılar sonrası, tamamen gönüllülük esasına dayalı başlatılan desteklerin adeta seferberliğe dönüştüğünü anlattı.
Albayrak: Başka bir ülke çok büyük kriz yaşardı
Ülkenin önde gelen marka ve perakende zincirlerinden mahalle bakkallarına, pazarcılara kadar herkesin omuz omuza verdiğini belirten Albayrak, şu ifadeleri kullandı:
„Özellikle haftasonundan itibaren mücadelenin logosunun bulunduğu afişlerin birçok mağaza ve dükkanlarda yer aldığını gördük. Mücadeleye destek veren herkese teşekkür ediyorum. Enflasyonla mücadelede önce ekim ayı rakamlarıyla birlikte, sonra kasım ve aralıktaki rakamlarla aşağı yönlü trendi sürdürerek, bu mücadelenin meyvelerini tüm ekonomimizde hep beraber toplayacağız. Yapısal adımlarla desteklemeye başladığımız bu sürecin sonunda enflasyon ve faiz denen iki prangadan ekonomimizi adım adım kurtardığımızı hep birlikte göreceğiz.“
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sebze ve meyve fiyatlarındaki manipülasyonu ve suni süreçleri azaltacak Hal Yasası’nın çok yakın süreçte TBMM’ye geleceğini bildirerek, „İnşallah artık komisyonculuk tarihe karışacak. Satışta rekabet üst düzeye çıkacak ve yeni haller, yeni satış alanları, üretici ve üretici örgütlerinin satış imkânlarının artırılması sağlanacak.“ dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, „Hedef 2023 Büyük Türkiye Zirvesi“nin açılışındaki konuşmasında, üretime, teknolojiye, ihracata dayalı büyüme ile Türkiye’yi “Büyük ve güçlü Türkiye” yolculuğuna hep birlikte taşıyacaklarını söyledi.
Albayrak, enflasyonla Mücadele programının hemen ardından Endonezya’da G20, IMF ve Dünya Bankası toplantılarına katılmak için yola çıktıklarını anımsattı.
Berat Albayrak, çok sayıda küresel yatırım fonu ve banka yöneticileriyle birebir toplantılar yaptıklarını aktararak, „Büyük geniş katılımlı toplantılarda yeni ekonomi programımıza ilişkin detayları birebir sunduk, anlattık, ifade ettik.“ şeklinde konuştu.
Türkiye’yle ilgili temmuz ve ağustos aylarında başlayan ve eylül ayında devam eden yoğun bir şekilde ekonomik saldırı altındaki dönemin dağılmaya güçlü şekilde başladığını dile getiren Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
„Yatırımcıların, küresel oyuncuların ülkemize olan güveni her geçen gün güçlenerek artmaya devam ediyor. Şunu tüm dünya çok net şekilde görüyor; Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tüm spekülatif ataklarla herhangi bir ülke karşı karşıya kalsaydı çok büyük bir krizin ortasına düşerdi. Ama atılan adımlar ve tüm bu spekülatif ataklara karşı hayata geçirilen aksiyon planları ve süreçleri doğru teşhis eden ayakları yere basan rasyonel bir orta vadeli program, Yeni Ekonomik Program’la (YEP) birlikte Türkiye, her bir paydaşın güvenini kazanacak bir süreci başarıyla orta koydu.“
Albayrak, kurdaki volatilitenin önüne geçilmesiyle birlikte aşağı yönlü seyrin kendisini gösteremeye başladığını vurgulayarak, „Bu sürecin attığımız adımlarla daha da güçlenerek, sağlam şekilde gerçekleşeceğinden hiçbir insanımızın şüphesi olmasın. Ekonomide dış ticaret rakamlarının ardından dengelenmenin başladığını görmeye hepimiz şahidiz.“ diye konuştu.
Son açıklanan verilere işaret eden Albayrak, „Geçtiğimiz gün Ticaret Bakanı’mızla ekim ayı rakamlarını konuştuk. Ekim, çok güçlü başlamış, farklı bir rekoru görme ihtimalimiz çok yüksek dedi ki inşallah ekim ayının bu minvalde çıkması yıl sonu hedeflerimiz açısından çok önemli bir noktayı ortaya koyacak.“ diye konuştu.
Albayrak, son rakamların ihracatın arttığını ve dengelenmenin yürüdüğünü güçlü bir şekilde ortaya koyduğunu anlattı.
„Dengelenme ithalata dayalı cari harcamalardaki düşüşte yaşanıyor“
Türkiye ekonomisinin cari açığı kalıcı olarak bitirecek ve dışa bağımlılığı kalıcı olarak azaltacak projelere yöneldiğini anlatan Albayrak, sanayide kullanılan ithal ara girdilerin yerlileşmesini sağlamaya odaklandıklarını söyledi. Albayrak, “Tüm alanlarda altyapımızı buna göre kurgulamamız gerekiyor. Türkiye olarak tüm bunları gerçekleştirecek kapasiteye ve donanıma ve en önemlisi insan gücüne sahip bir ülkeyiz. Yeter ki gerekli iradeyi ve gerekli sinerjiyi güçlü bir şekilde ortaya koyabilelim.” diye konuştu.
Albayrak, ekonomide şehir efsanelerinin birer birer yıkıldığını ifade ederek, “Türkiye olarak biz ithalata dayalı ihracat yapıyoruz. Ne kadar düzenlenirse düzenlensin, bizim ithalatımızı dizginlememiz mümkün değil.” şeklindeki önyargının da tarihe karışmaya başladığını söyledi.Son dönemde ithalata dayalı cari harcamalardaki düşüşe dikkati çeken Albayrak, “Son 3-5 aylık dengelenme nerede yaşanıyor? İthalata dayalı cari harcamalardaki düşüşte yaşanıyor. Gereksiz, yerli ikamesi olan, lüks tüketim veya gereksiz tüketime dayalı ithalatı, köpüğü aldıkça, ihracat-ithalat dengesindeki makas (daralıyor.)” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin turizm ve yurt dışı müteahhitlik işleri ile ciddi bir döviz girdisine sahip olduğunu belirten Albayrak, Türkiye’nin cari fazla verme dönemine girmesinin mümkün olduğunu kaydetti.
„Attığı adımlar Türkiye’yi çok daha güçlü bir noktaya hazırladı”
Albayrak, küresel ekonomide yeni zorlukların belirdiği bir döneme yaklaşıldığını ifade ederek, Türkiye’nin böylesi bir döneme güçlü altyapı hazırlıklarıyla girdiğini söyledi. Albayrak, “2019-2020 Yılında bir de bakacağız ki Türkiye’nin bu 2018 yılında yaşadıkları ve bağışıklık sistemini, ekonomik reel sektör sistemini, finans sistemini, sermaye piyasaları sistemini dönüştürmek için attığı bu adımlar Türkiye’yi çok daha güçlü bir noktaya hazırladı.” dedi.
Ekonomi yönetimi olarak kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerin yanı sıra “çok kısa vadeli” stratejiler de hazırlamak durumunda kaldıklarını anlatan Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çok kısa diye strateji mi olur? Küresel olarak böyle bir operasyon olursa çok kısa stratejiler de olur. İşte tüm bu adımları, çok kısa vadede atılması gereken adımların çoğunu da tamamladık. Bu süreçte geliştirdiğimiz güçlü reflekslerle, hızlı aksiyon planları ve ihtiyaç duyulması halinde günün gelişmelerine cevap verecek ani müdahaleleri yaptık, yapıyoruz, gerekirse gene yapacağız. Ancak bundan sonraki süreçte kısa ve orta vadeli stratejilerimizin artık adım adım hayata geçtiğine hep birlikte şahit olacağız.”
“Satışta rekabet üst düzeye çıkacak”
Sebze ve meyve fiyatlarındaki manipülasyonu ve suni süreçleri azaltacak Hal Yasası’nın çok yakın süreçte TBMM’ye geleceğini anlatan Albayrak, „İnşallah artık komisyonculuk tarihe karışacak. Satışta rekabet üst düzeye çıkacak ve yeni haller, yeni satış alanları, üretici ve üretici örgütlerinin satış imkanlarının artırılması sağlanacak. Soğuk hava depolarıyla lojistikteki kayıpların da önüne geçilecek. Çünkü Türkiye’de bu ekosistemin kurulması sadece enflasyon açısından değil aynı zamanda gıda ürünlerine çok daha makul fiyatlarla erişilmesi açısından da önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, bu yasal düzenlemenin yanında belki dünyada örneği olmayacak bir modeli çalıştıklarını belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
„Çok başarılı bir modelle diyoruz ki; Tarladan çatala kadar çok güçlü bir ekosistem oluşturularak, çok profesyonel ve yetkin bir alt yapı oluşturularak hem ürün kalitesi, hem maliyeti, hem zamanlaması, hem de israfı noktasında çok kritik bir ekosistem oluşturacağız. Sadece tarımda değil tüm alanlarda sağlanacak güçlü koordinasyonla üretici fiyatlarındaki artışa neden olan süreçlere karşı aksiyon adımları güçlü bir şekilde atılacak. Tüm üretim ve girdi maliyetlerini düşürmek için reel sektöre destek veremeye devam edeceğiz.“
Albayrak, Türkiye’nin aynı anda hem gelişmiş ülkeler nezdinde yaşanan kritik süreci hem de kendisine yönelik oluşturulan bu spekülatif saldırıları çok büyük bir başarı ile beklenenin çok altında bir hasarla atlattığının altını çizdi.
Bakan Albayrak, „Bazıları farkında veya değil, günü gelince onlara belki detaylı anlatacağız bugün yeri değil. Ama ağustos ayında yaşanan süreç Türkiye Cumhuriyeti tarihinin maruz kaldığı en büyük ekonomik saldırıdır. Hacmi, derinliği, koordinasyonu… Eylül ayı. 12 Eylül darbesinde dahi muhatap olmadığı ekonomik operasyonlara maruz kaldı Türkiye.“ şeklinde konuştu
– „İtalya’nın durumunu endişeyle takip ediyoruz“
Albayrak, ekim ayına gelindiğinde atılan adımlar sayesinde bu süreçlerin teker teker geride bırakıldığını kaydederek, „Dün Türkiye’nin bu süreçten nasıl çıkacağını, çıkabileceğini tribünden izleyenler, gülerek özellikle, bugün İtalya’nın Avrupa için oluşturduğu riskten nasıl kurtulacaklarını kara kara düşünerek konuşuyorlar. Şu anda gündem o bölgede ve dünyada.“ diye konuştu.
Bu durumun, Türkiye için felaket tellallığı yapanların aslında bölgelerinde, dünyada, farklı ülkelerde karşı karşıya kalabileceği daha büyük sorunları ortaya koyduğunu dile getiren Albayrak, şunları söyledi:
„İhracat kalemi olarak dünyaya en fazla çeşitte ürün ihraç eden İtalya’nın durumunun AB ile İtalya arasında ne kadar derin tartışmalara, sorunlara sebep olduğunu, AB ile Amerikan ekonomisi arasında ne tür sorunlara sebep olduğunu endişeyle yakından takip ediyoruz, takip etmemiz lazım. İşte yaşanan süreçler bize şunu gösteriyor; Dünyanın birinci gündemi ekonomi ve ekonomide de kendi çıkarları her ülkenin birinci önceliğidir. Herkes dünyanın çok ciddi kırılmalar yaşadığı bu dönemde kendi çıkarlarını korumak, finansal yapılarını güçlendirmek için kendisine özgü modelleri devreye sokuyor.“
„Türkiye çok daha güçlü ve pozitif ayrışacak“
Albayrak, Türkiye’nin de dünyada yaşanan tüm bu gelişmeleri detaylı olarak takip ettiklerini, tartıştıklarını, atmaları gereken adımları ve devreye sokmaları gereken stratejileri, aksiyon planlarını, stratejileri adım adım devreye soktuklarını anlattı.
„İşte her geçen gün çok daha güçlü adımlarla Türkiye’nin ekonomisi, makroekonomik göstergeleri, para birimiyle birlikte çok daha güçlü ve pozitif ayrışacağı yeni bir sürecin arefesindeyiz.“ diyen Albayrak, dünyanın 2008’den bugüne miras olarak kalan, hala çözülemeyen bazı sorunların etkisinin artarak devam ettiği bir iklime doğru 2020’lere hızla ilerlediğini, Türkiye’nin çok daha güçlü alt yapı adımlarıyla bu sürece hazırlandığını vurguladı.
Albayrak, „Yeter ki suni gündemlere takılıp ortak akılla ana meselelere çözüm bulmaktan uzaklaşmayalım. Çok büyük bir sıçrayışı 2023 hedefi doğrultusunda hep birlikte sağlayacağız. İşte bu yüzden bu ve benzeri panellerin, zirvelerin büyük önem taşıdığını düşünüyorum.“ ifadelerini kullandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’dan e-devlet açıklaması
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, „E-devlette kullanıcı sayımız 40 milyon, kurum sayımız 473, hizmet sayımız 3 bin 864’e ulaşmış durumdadır. Tüm kamu hizmetlerinin, 2018 yılı sonuna kadar e-devlet üzerinden sunulması yönünde yoğun bir çalışma yürütmekteyiz.“ dedi.
Turhan, „Hedef 2023 Büyük Türkiye Zirvesi“nin açılışındaki konuşmasında, milletlerin hedefleri oranında büyüyeceğine işaret ederek, bu nedenle milletlere tarih yolculuklarında hedef tayin etmenin önemli olduğunu söyledi.
Her milletin hedef tayin edemediğine dikkati çeken Turhan, iddiası olan, dünyaya karşı söyleyecek sözü olan, sorumlulukları olan milletlerin hedefsiz yapamayacağını anlattı.
Türk milletinin, köklü, medeniyet inşa etmiş, tarihe yön vermiş bir millet olduğunu belirten Turhan, şunları kaydetti:
„Elbette kenetlenecek hedefimiz, hedeflerimiz olacak. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Ancak uzun yıllar iç çekişmelerle, günü kurtarma bahaneleriyle, kısır döngülerle kendimize, milletimize, devletimize büyük hedefler koyamadık. Hedef belirlemek her babayiğidin de harcı olamaz zaten. Ne zaman ki Cumhurbaşkanımız başa geldi, günü kurtarmak yerine geleceği inşa etmemiz gerektiğine herkesi inandırdı. Ve ortaya 2023 hedefleri çıktı. Kuşkusuz, 2023 sıradan bir tarih ve hedef değil, Cumhuriyetimizin de yüzüncü yılı.
Hedefimiz, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ulaşımdan alt yapıya, enerjiden savunmaya, kültürden sanata, sanayiye kalkınmış gelişmiş ve büyümüş bir Türkiye. Cumhurbaşkanımız, hedef tayin etmekle kalmadı. Bu işe inandı, herkesten daha çok çalıştı, mücadele etti, hala da ediyor.“
Turhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekibiyle birlikte 16 yıl boyunca, bir yandan tarihi zorluklarla mücadele ettiğini, bir yandan bölgesel ve küresel saldırıları püskürttüğünü, bir yandan iç ve dış hainlere haddini bildirdiğini, aynı zamanda da milletinin refahı, ülkesinin kalkınması için bu işe kendisi ile birlikte ekibini adadığını söyledi.
„Son 3 yüzyıla bakacak olursak, milletimizin dünya sahnesinde, Milli Mücadele döneminin ardından ilk defa bu kadar çok dikkat çektiğine, bu kadar çok konuşulduğuna ve bu kadar merak uyandırdığına tanık olursunuz.“ diyen Mehmet Cahit Turhan, bununla övünülmesi ve şükredilmesi gerektiğini dile getirdi.
Turhan, AK Parti hükümetlerinin 16 yılda tarih yazdığına dikkati çekerek, „Son haftalardaki küresel saldırının sebeplerinin başında da işte bu 16 yıllık başarının yattığından kimsenin şüphesi olmasın. Milletimiz bizimle ve milletimiz her şeyin farkında. Biz milletimize güveniyoruz, milletimiz de bize.“ ifadelerini kullandı.
„Havayollarımızı bir yılda 195 milyon kişi kullanıyor“
Bakan Turhan, ulaşım ve iletişim sektörünün, ekonomik kalkınmada en temel itici güçlerden biri olduğuna dikkati çekerek, ulaşım ve iletişimin, bir toplumun hayat damarları olduğunu söyledi.
2023 hedefini tayin ederken, bu hususu odak noktasına aldıklarını dile getiren Turhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
„Çünkü ulaşımda, taşımacılıkta, iletişimde bir aksama olduğunda ekonomi adeta kilitleniyor. Alt yapınız sağlam olmadıktan sonra yeterince sağlıklı yaşayamadığınız gibi üretim de yapmak mümkün değil. Ulaşımda, taşımacılıkta, lojistikte sorun varsa ürettiğinizi satamıyor, pazarlayamıyorsanız, dünyayla entegre olamıyorsunuz. İletişimde sorun var ise konuşamazsınız, kavuşamazsınız, dünyayı takip edemezsiniz.
Biz bu düşünceden hareketle, 16 yılda ulaşım, altyapı, taşımacılık ve iletişim için 500 milyar liranın üzerinde harcama yaptık. Yılda ortalama bin 500 kilometreye yakın bölünmüş yol yaparak Türkiye’nin bölünmüş yol ağını 26 bin 200 kilometreye taşıdık. Havacılıkta yeni bir çığır açtık, yaptığımız yatırımlarla havacılıkta dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olduk. Düne kadar birkaç milyon kişinin kullandığı havayollarımızı bir yılda 195 milyon kişi kullanıyor.“
Denizcilikte, gemi sanayinde, bilişim ve haberleşme sektöründe yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi veren Turhan, her eve fiber altyapı getirecek adımları atmaya başladıklarını, demiryollarında ve lojistikte Türkiye’yi dünyanın merkezi yapacak projelere imza attıklarını ve atmaya da devam ettiklerini bildirdi.
„Ulaşıma olan talebin 2023 yılına kadar en az bir kat daha artacağı öngörülüyor“
Türkiye’yi yüksek hızlı trene sahip dünyanın 8’inci ülkesi yaptıklarını belirten Turhan, yapılan çalışmalarda ulaşıma olan talebin 2023 yılına kadar en az bir kat daha artacağının, 2050 yılına kadar ise 4 kat büyüyeceğinin öngörüldüğünü söyledi.
Bakan Turhan, Bakanlık olarak, oluşması beklenen bu talebin zamanında ve üstün kalitede karşılanmasını hedeflediklerine işaret ederek, şunları kaydetti:
„2023 yılına ulaştığımızda, ulaşım ve haberleşmenin tüm ayaklarında vatandaşlarımızın güvenli, konforlu, ekonomik ve hızlı her türlü ihtiyaca cevap verebilecek alt yapıya sahip bir sistem kurmak istiyoruz. Bildiğimiz gibi hükümet olarak uçuk vaatlerle, olmayacak, gerçekleşmeyecek hedeflerle, hayallerle değil, gerçeklerle hareket ederek iktidara geldik.
Biz yapamayacağımızı, yapmayacağımızı vaat etmedik. Bugün de vaat etmiyoruz. Biz, Türkiye’ye, Türkiye ekonomisine taşıyamayacağı yükler yüklemedik, bugün de yüklemiyoruz. Biz hiçbir zaman hayal ticareti, umut simsarlığı yapmadık, yaptıklarımızla ülkemizi geleceğe taşıyoruz.“
„Bölünmüş yol uzunluğunu 36 bin 500 kilometreye çıkarmayı hedeflemekteyiz“
Bakanlık olarak, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Turhan, gelecekte görmeyi hedefledikleri Türkiye fotoğrafını daha da netleştirdiklerini dile getirdi.
Demiryolu çalışmalarına değinen Turhan, 12 bin 710 kilometre olan demiryolu uzunluğunu 25 bin kilometreye çıkarmayı, bununla birlikte milli yüksek hızlı trenini kendisi üreten, lojistik merkezlerle ülkesinin rekabet kabiliyetini güçlendiren bir Türkiye hedeflediklerini söyledi.
Turhan, karayollarında ise bölünmüş yollarıyla, işlevsel hale getirdiği ve yeni açtığı koridorlarla, diğer ulaşım modlarıyla entegre karayolu yatırımlarıyla, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’yle, Çanakkale Köprüsü’yle, Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü’yle karayolu altyapısını tamamlamış bir Türkiye’ye ulaşılacağını bildirdi.
„2023 yılına kadar tüm illerimizi birbirine bölünmüş yollarla bağlamış ve bölünmüş yol uzunluğunu 36 bin 500 kilometreye çıkarmayı hedeflemekteyiz.“ diyen Turhan, şunları kaydetti:
„5 yıl içerisinde yeni havaalanlarıyla ve tabii ki şu an bizlere ev sahipliği yapan İstanbul Yeni Havalimanı’yla sadece bölgesel değil, küresel konumunu güçlendirmiş, havacılık endüstrisinde söz sahibi olmuş ve hatta kendi milli uydusunu üretmiş bir Türkiye olacağız. 2023 yılına kadar şu an 55 olan havaalanı sayımızı 65’e, yolcu sayısını ise 195 milyondan 350 milyona çıkartacağız. 2023 vizyonumuz içerisinde en çok önem verdiğimiz konulardan biri de bilgi ve iletişim sektörü.
Son 16 yılda yaptıklarımızla Türkiye, bilişim çağında küresel oyuncu olmuş durumda. Yakında 5G geliyor. Alt yapı çalışmalarına hız verdik. Şu anda genişbant abone sayımız 71 milyon 800 bine ulaşmış durumda. E-devlette kullanıcı sayımız 40 milyon, kurum sayımız 473, hizmet sayımız 3 bin 864’e ulaşmış durumdadır. Tüm kamu hizmetlerinin, 2018 yılı sonuna kadar e-devlet üzerinden sunulması yönünde yoğun bir çalışma yürütmekteyiz. 2023 yılına kadar, sabit genişbant abone yoğunluğunu, yüzde 14’ten, yüzde 30’a çıkarmayı planlıyoruz. Mobil genişbant abone yoğunluğunu ise yüzde 71’den, yüzde yüze ulaştıracağız.“
Turhan, teknoloji altyapısının yerli ve milli olarak büyütüleceğine dikkati çekerek, yerliliğe ve milliliğe özellikle dikkat ettiklerini söyledi.
Özel sektörden de daha fazla taşın altına elini koymaları talebinde bulunan Turhan, „Tüm gayemiz, tüm çabamız milletimizin refahı, memleketimizin bekası içindir.“ dedi.
Konuşmasının ardından Bakan Turhan’a katılımlarından dolayı plaket takdim edildi.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir: Savunma sanayi popülaritesi arttı
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, „Türkiye’de, şu an dünyada ilk 100’e giren 4 adet savunma sanayi şirketimiz var ama bu ilk 100’ün artık sadece ciroda değil, etkinlikte, ihracatta, karlılıkta da olmasını bekliyoruz.“ dedi.
Demir, Hedef 2023 Büyük Türkiye Zirvesi kapsamında düzenlenen „Savunma Sanayi“ panelinde yaptığı konuşmada, Türkiye’de savunma sanayi popülaritesinin son yıllarda arttığını söyledi.
İçinden geçilen konjonktür ve strateji içinde savunma sanayinin önemine işaret eden Demir, savunma sanayinin, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesinde en önemli rol oynayan alanlardan biri olduğunu vurguladı.
Demir, şunları kaydetti: „Savunma sanayi konusunda vizyonumuzu ve bakış açımızı biraz daha genişletmemiz gerekiyor. Bir ülkenin savunması; ulaşım, haberleşme, enerji, sağlık ve benzeri alanlardaki yetkinlik, korunma seviyesi, savunma kabiliyeti ve yerlilikten bağımsız düşünülemez. Hatta sanayi dediğimizde de, eğer teknoloji ve sanayi altyapımız çok geniş değilse malzeme, haberleşme ve entegre sistemler konusunda iyi değilsek savunma sanayisinde iyi olmayı bekleyemeyiz.“
Demir, Türkiye’nin küresel güç olmasının artık ülke için mecburiyet olduğunu ifade ederek, her türlü teknolojiyi etkin kullanma, insanların refah seviyesini ve eğitim düzeyini artırma, ekonomiyi geliştirmenin ülkeler için kuvvet anlamını taşıdığını söyledi.
„Başkanlık olarak, destek programlarımızı artırmaya çalışıyoruz“
İsmail Demir, başkanlık olarak, çeşitli politikalar geliştirdiklerini ve geliştirmeye devam edeceklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
„Türkiye’de, şu an dünyada ilk 100’e giren 4 adet savunma sanayi şirketimiz var ama bu ilk 100’ün artık sadece ciroda değil, etkinlikte, ihracatta, karlılıkta da olmasını bekliyoruz. Bunlara yeni yeni yapıların katılmasını, daha da önemlisi bu şirketlerimizin, çok geniş bir ekosistemde girişimcilerimizin önünü açan, katkıda bulunmak isteyenlerin önünü açan, destek veren, yol gösteren yapıya bürünmelerini bekliyoruz. Biz de başkanlık olarak bu konuda destek programlarımızı artırmaya çalışıyoruz. Son icra komitemizde küçük sanayicimize destek kredisi çıkardık. Bu anlamda biz kredi çıkartmanın, parayı ulaşılır kılmanın tek başına yetmeyeceğini de biliyoruz. Bir taraftan peşinden koştuğumuz teknolojiler varken, bir taraftan da gelecekte karşımıza çıkacak teknolojilerde de ön almak gerektiğini biliyoruz.“
İnsana yapılan yatırımın önemine işaret eden Demir, „Başta savunma sanayimizdeki lider şirketler olmak üzere bu anlamdaki çalışmaları sonuna kadar desteklemek, yarışmalar yapmak ve bu hevesi canlı tutmak gerekiyor. Türkiye’nin en güçlü olduğu nokta şu an genç nüfusu… Onları burada tutacak, şu an yurt dışında olacak insanlarımızı da buraya çekecek faaliyetler yapmak zorundayız.“ diye konuştu.
[ad_2]
Devamini oku >>