[ad_1]
L’Oréal Türkiye’nin kadınların bilime olan katkısına, bilimde cinsiyet eşitliğine dikkat çekmeyi ve rol modeller oluşturmayı hedefleyen bu programında ‘Malzeme Bilimleri’ ve ‘Yaşam Bilimleri’ kategorilerinde seçilen genç ve yetenekli 6 bilim kadınına, araştırmalarında kullanılmak üzere 50 bin lira burs veriliyor. Burs kazanan bilim kadınları; akademik özgeçmişleri, projelerinin bilime yaptığı katkı, uygulanabilirliği, bilimsel yeniliği ve sürdürülebilirliği gibi kriterler göz önüne alınarak UNESCO Türkiye Millî Komisyonu bağımsız jürisi tarafından seçiliyor.
Bu konuda L’Oréal ve UNESCO’nun desteğinin çok büyükolduğunu ifade eden Dr. Selvi Durmuş Erim, “Maddi anlamda projemize destek oluyorlar. Ama bunun ötesinde bu ödülle, kadınların bilim alanında cinsiyet eşitsizliğiyle geri planda olduğunu ve öne çıkması gerektiğini vurguluyorlar. Kadınlara verdikleri destek ve sağladıkları motivasyon çok önemli. Ödülü aldığımız Yaşam Bilimleri kategorisi, daha çok temel bilimleri ve sağlıkla ilgili bilimsel çalışmaları kapsıyor. Benim çalışma alanım da kanser araştırmaları. Bunların hepsiyle birlikte projemizi çok daha iyi yerlere götürmeyi hedefliyoruz” dedi.
“Bu modelleri kullanarak daha gerçekçi sonuçlara varabiliriz”
Bu ödül için ilk etapta proje başvurusunda bulunduklarını ve yapmak istedikleri yeni projeyi anlattıklarını kaydeden Dr. Erim konuşmasına şöyle devam etti:
“Anlattığım projede hedeflerimiz, kanser hastalarından alınan dokuların laboratuvar ortamında orijinalliğini koruyacak şekilde daha iyi modeller sağlanmasını içeriyor. Bu demek oluyor kivar olan çalışmaların üzerine katkı sağlayacak, daha gerçekçi bir model oluşturacak ve birçok kanser araştırmasında uygulanabilir olacak. Bunu kendi ülkemizdeki hastalarla yapacağımız için de genetik biyoçeşitliliğimizi içeren bir çalışma oluşacak. Bunlarla ilaç araştırmaları yapabiliriz veya kişiye özel kanser tedavisinde daha iyi başarılar elde edebiliriz. Ve temel kanser araştırmalarında da kanseri anlamak ve mekanizmalarını çözmek için bu modelleri kullanarak daha gerçekçi sonuçlara varabiliriz”.
“TIP Fakültesi olarak hem köklü hem de güçlüyüz”
“İstinye Üniversitesi’nin tıp fakültesi yeni gibi görünebilir ama aslında arkasında 20 yılı aşkın bir deneyim var” diyen Dr. Erim “Özel hastaneler ağımız var. Uzun yıllardır sağlık sektöründe olan bir deneyimin aslında tıp fakültesi olarak eğitime desteği var burada. O yüzden bu anlamda hem köklü hem de güçlüyüz. Kendi adıma konuşursam, bizim gibi çalışmaya ve bilime gönül vermiş kişileri de içerisinde barındırıyor. Çünkü bilimin öneminin farkında. Bu ödülün İstinye Üniversitesi için de büyük bir gurur kaynağı olduğunu düşünüyorum. Ellerinden gelen desteği vereceklerine de eminim” şeklinde konuştu.
“Yeni nesil ilaç geliştirme çalışmalarımız da var”
Sağlık alanındaki çalışmaların yüksek maliyetli olduğunu ve farklı kaynaklardan fon bulmaları gerektiğini ifade eden Dr. Erim, “Hali hazırda özellikle Tübitak fonları ile desteklenmiş başka projelerimiz var. Ayrıca yeni nesil ilaç geliştirme çalışmalarımız var. Yeni onaylanan bir diğer projemiz de bağışıklık sistemimizle kanser arasındaki ilişkiyi hedefleyen ve bu konuda yeni ilaçların geliştirilmesi üzerine” diye konuştu.
“Her 3 akademisyenden biri kadın”
Türkiye’de her 3akademisyenden birinin kadın olduğunu dile getiren Dr. Erim, “Dünya geneline göre durumumuz iyi ama yine de oranımız yüzde 30’larda. Bu meslek için cinsiyet eşitsizliği söz konusu. L’Oréal Türkiye’nin desteği bu anlamda çok önemli zaten. Çünkü kadınların fırsat verildiğinde ne kadar başarılı olabildiğini, ne kadar önemli işlere imza atabildiğini göstermekte bize çok yardımcı oluyor. Bu yüzden onlara müteşekkiriz” dedi.
[ad_2]
Devamini oku >>