[ad_1]
Türkiye’ye ilk kez gelen İspanyol sanatçı, kariyerine ve müzik geçmişine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının müzisyen ve besteci olduğunu belirterek, „Doğduğumdan beri piyano sesiyle dolu bir ev içinde büyüdüm. Kesinlikle müziği seçmemde en önemli ve en büyük sebep bu oldu. Benim yaşamındaki müzik deneyimi bu. Henüz 7 yaşındayken İspanya‚daki Disney kanalında çalışmaya başladım. Aslında kendimi bildim bileli her zaman şarkı söylüyordum.“ ifadelerini kullandı.
„Söylediğim her şarkıda benden bir parça var“
Caz müziğinin yanı sıra klasik, çağdaş, pop, groove ve soul gibi farklı müzik türlerinde eserlere imza atan sanatçı, 32 yaşında olduğunu ifade ederek, 32 yıl süren bir müzik serüveni içinde olduğunu dile getirdi.
İspanyol sanatçı, La Casa De Papel ekibiyle tanışmasını ve çok bilinen şarkılarından biri haline gelen „My Life Is Going On“u kaleme alış hikayesini de anlatarak, şunları söyledi:
„Öncelikle besteci, müzisyen Manel Santisteban ile çalışmaya başladım. İspanya’daki birçok film ve dizi müziğinin bestecisi kendisi. Santisteban ile yaklaşık 10 yıl önce bir caz konserime geldiğinde tanışmıştık. Bazı film ve dizilerin müziklerinde benimle çalışmak istediğini söyledi. Böylece onunla çalışmaya başlayalı yaklaşık 10 sene oldu. La Casa De Papel işi ise yaklaşık 2 yıl önce başladı. Bir gün Manel’den telefon geldi ve bana dedi ki ‚Yeni bir diziye başlıyoruz.‘ Ondan önce Alex Pina adlı bir başka dizi yapımcısıyla çalışıyordum. Manel’e tabii ki ‚evet‘ dedim ve sözleri yazmaya başladım. Elimde, diziden ve karakterlerden bazı fotoğraflar vardı. Senaryoyu da okudum. Daha sonra ise aktörlerle tanıştım.“
Şarkının sözlerini yazarken dizideki „Tokyo“ adlı karakterden etkilendiğinin altını çizen genç sanatçı, „(Tokyo’nun) Hayatını kaybetmiş olan eski erkek arkadaşıyla yaşadığı aşk ve Profesör ile yaşamı yeniden öğrenmeye başlaması gibi özellikleri beni etkiledi. Ancak her zaman söylediğim gibi her şarkıda benden ve yaşamımdan de bir parça da var tabii.“ ifadelerini kullandı.
„Türklerin yanında kendimi evimde hissediyorum“
Genç sanatçı, dizinin Türkiye’de kazandığı başarının kendisi için sürpriz olduğunu söyleyerek, „Türkiye aslında dizinin kazandığı sevgiyi ve başarıyı bana gösteren ilk ülkelerden biriydi. Instagram gibi farklı sosyal medya ortamları üzerinde Türkiye’den çok sayıda mesaj almaya başladım. Bundan gerçekten çok etkilendim ve çok mutlu oldum. Çünkü İspanya’da çok fazla Türk arkadaşım var.“ diye konuştu.
Türkiye’ye olan sevgisini de dile getiren Krull, şunları söyledi:
„Türkiye ve Türk insanının muhteşem olduğunu biliyordum. Gerçekten Türkleri çok seviyorum. Onların yanında kendimi evimde hissediyorum. Türkiye ile ilgili çok şey biliyorum ve gerçekten özel bir ülke olduğunu düşünüyorum. İki denizin ortasında bir ülke burası. Bence çok önemli ve güçlü bir ülke olmasının en önemli nedenlerinden biri bu. Benim için doğal durum çok önemli. Burada kültürlerin karışımını görebilirsiniz ve bence bu da muhteşem bir şey.“
İstanbul‚da verdiği iki konserde hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılaşan sanatçı, İspanya’daki müzisyen ekibiyle beraber geldiklerini aktararak, büyük heyecan duyduğunu ifade etti.
Başarılı şarkıcı kariyeri boyunca, İspanya dışında Fransa, İsveç ve Cezayir’in de aralarında bulunduğu çok sayıda ülkede yapılan prestijli festivallerde sahne aldı.
[ad_2]
Devamini oku >>