[ad_1]
Tedavi için bulunduğu Ankara‚dan memleketi Artvin’e gitmek üzere bindiği Erzurum uçağında bilinç kaybı oluşan kanser hastası Faik Çelik, yolcular arasında yer alan Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Prof. Dr. Murat Alper ile beraberindeki doktor ve hemşirenin müdahalesi sayesinde hayata döndü.
UÇAK KALKTIKTAN 30 DAKİKA SONRA…
AA’nın haberine göre; Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 27 gün süren kemoterapinin ardından eşi Seher Çelik ile memleketlerine dönmek üzere Erzurum uçağına binen Faik Çelik (65), havalandıktan yaklaşık 30 dakika sonra aniden fenalaştı.
Seher Çelik, bilinç kaybı yaşayan eşinin durumunu fark edince kabin ekibinden ve yolculardan yardım istedi.
Uçakta bulunan ve kentteki „2018 Yılı Verimlilik Uygulamaları Bilgilendirme Toplantısı“na katılmayı planlayan Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Prof. Dr. Murat Alper ile beraberindeki biri daire başkanı iki doktor ve bir hemşire, Çelik’e ilk müdahaleyi yaptı.
Yolculara yerlerinden kalkmamaları uyarısını yaptıktan sonra gerekli tıbbi müdahalelerde bulunan uzmanlar, rahat nefes almasını sağladıkları Çelik’in bilincinin tekrar yerine gelmesini sağladı.
Uzman hekimlerin yaptığı müdahale ile yerden 10 bin metre yüksekte yeniden hayata dönen Çelik, Erzurum Havalimanı’nda bekletilen ambulansla götürüldüğü Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı.
„SAĞLIK CAMİASI OLARAK HER ZAMAN GÖREVE HAZIRIZ“
Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Pınar Koçatakan, uçakta fenalaşan Çelik’e ilk müdahaleyi kendisinin ve uzman doktor Cihan Döğer ile hemşire Mevlaniye Karslı’nın yaptığını belirtti.
Kanser hastası Çelik’in tedavisi sonrası memleketine döndüğünü öğrendiklerini aktaran Koçatakan, şunları kaydetti: „Hastamızda uçuş sırasında aniden bilinç kaybı ve bayılma meydana geldi. Ekip olarak hemen müdahale ettik. Damar yolu açıldı ve gerekli müdahaleden sonra hasta kendine geldi. Hasta, uçak piste indikten sonra 112 Acil ekipleri tarafından hastaneye hızlı şekilde götürüldü. Eşi o anda her hasta yakını gibi kendini çok çaresiz hissediyordu muhtemelen. Bizim müdahalemizden sonra kendisi de rahatladı. Hasta da bilincini kaybedip kusma durumu söz konusu olduğunda tabii ki aspire etme durumu söz konusu olabilirdi. O sırada uçakta solunum ve kalp durması meydana gelebilirdi. Gerçekten çok ciddi hastalığı olan biriydi ama en azından hastaneye yetiştirebildik. Sağlık camiası olarak her zaman göreve hazırız.“
Koçatakan, doktor, hemşire ve sağlık memuru başta olmak üzere herkesin ilk yardım ve hizmet içi eğitimlere katılması gerektiğini vurgulayarak, böylesi durumda çaresiz kalmama ve ilk müdahaleyi yapmanın çok önemli olduğunu, saniyeler içinde bir insanın hayatının kurtarılabileceğini bildirdi.
„HAYATIMI KURTARAN MÜDAHALE OLDU“
Faik Çelik, Ankara’daki tedavisinin ardından uçakla Erzurum’a geldikleri sırada aniden başının döndüğünü ve terlemenin etkisiyle bilinç kaybı yaşayarak kendinden geçtiğini dile getirdi.
Kendisine müdahale eden kişileri hatırlamadığını anlatan Çelik, şöyle konuştu: „Herkes başımdaydı ama kimlerin olduğunu bilmiyordum. Birisinin ‚hemşireyim‘ dediğini hatırlıyorum. ‚Biz doktoruz‘ dediklerini de duydum. Nasıl bir müdahale yapıldı, bilmiyorum. Kendime geldiğimde bir baktım ki elime serum takılmış, ondan bile haberim olmadı. Normalde serum takılırken acı duyardım. Sonra eşim nabzımın durduğunu bana söyledi. Benim hayatımı kurtaran müdahale oldu. Allah beni eşime ve çocuklarıma bağışladı. Allah, yardımcı olanlardan ve müdahale edenlerden razı olsun. Müdahalede bulunanların Kamu Hastaneleri Genel Müdürü ve ekibi olduğunu sonradan öğrendim. Kim olduklarını da bilmiyordum. Aynı uçağa denk geldik, ne güzel.“
„O AN KALBİM SIKIŞTI“
Seher Çelik de uçakta başı dönen eşinin kolunu tutarak nabzına baktığını kaydederek, „Eşimin nabzı atmıyordu. Yüzü sarardı ve dudakları morardı. ‚Yetişin, gidiyor‘ diye bağırdım. Uçaktaki doktor ve diğer görevliler hemen eşimin yanına geldi. Ayaklarını kaldırdılar, başının altına yastık koydular. Ardından damar yolu açtılar. O an kalbim sıkıştı. Doktorlar beni koltuğa oturttu. Çünkü o anı yaşamak çok kötü. Eşimi kaybettim, ben ne yapacağım dedim. Çok kötü oldum. Doktorların, ’ne olur annem korkma, amca iyi, nabzı düzeldi‘ demesi üzerine rahatladım. Sonra kendine geldi ve düzeldi“ diye konuştu.
[ad_2]
Kaynak