[ad_1]
Çocukluk çağındaki hastalarda astım, zatürre ve bronşiolit gibi hastalıkların daha sık görüldüğünü vurgulayan Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sedat Öktem, “Bunlara oranla daha az görülen ama önemli olan kistik fibrozis, bronşektazi gibi kronik akciğer hastalıkları da var. Bir takım hastalıkların, örneğin kalp ve kas hastalıklarının da akciğerlere yansıması olabiliyor” dedi.
Israrcı ve şiddetli öksüğe dikkat
Öksürük ve hırıltının, enfeksiyon olduğunda ateşin sıklıkla görülmesinin aileler için uyarıcı bulgular olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öktem, “Bu şikayetlerin birkaç tanesi bir arada, ısrarcı ve şiddetli oluyorsa, aileler bir çocuk göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalı. Öksürük basit üst solunum yolu enfeksiyonunda da oluyor ama onda daha hafif görülüyor. Fakat bu öksürük günlük yaşantıyı bozuyor, hastanın uyumasını, yemek yemesini engelliyorsa bir uzmana gitmeleri gerekir” şeklinde konuştu.
“Israrla aynı şikayetlerin olması ve tedaviden fayda görülmemesi durumunda, uzmanın kronik hastalıklar açısından değerlendirme yapması daha uygun olacaktır” diyen Prof. Dr. Öktem, “Özellikle hastanın şikayetleri aniden başlıyor ve çok şiddetli oluyorsa, örneğin hastanın hiçbir şikayeti yokken boğulacak gibi öksürüğü oluyorsa bunlar yabancı cisim aspirasyonunun belirtisi olabiliyor. Yeni doğan bebeklerde öksürük ve hırıltının olması kronik hastaların belirtisi olabiliyor. Bu nedenle bebeklerin en ufak bir şikayetinde hekime gösterilmesi gerekli” dedi.
Sağlıklı beslenme astım ataklarını engelliyor
Birçok hastalıkta olduğu gibi allerjik hastalıklarda da sağlıklı beslenmenin önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Öktem, “İşlenmiş gıdaların alınması hastalıkları olumsuz etkiliyor ve daha sık görülmesine sebep oluyor. Taze sebze ve meyve tüketilmesi, işlenmiş gıdaların kullanılmaması astım gibi allerjik hastalıkların ataklarının ortaya çıkmasını engelleyebiliyor” şeklinde konuştu.
Alerjik hastalığı olanlar eylül ayında mutlaka muayene olmalı
Sağlık istatistiklerine göre astım gibi hastalığı olan çocuklarda, Eylül ayı içerisinde acile yapılan başvuruların 6-7 kat arttığını dile getiren Prof. Dr. Öktem, “Bu hastaların bağlı olduğu hekim tarafından eylül ayının başında değerlendirilmeleri ve tedavi programlarının buna uygun şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Böylelikle astım ataklarıyla acile yapılan başvurular engellenebilir” dedi.
“Mutlaka grip aşısı olmalılar”
Bazı riskli grupların bu dönemde özellikle grip aşısı olmaları gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Öktem, “Kronik akciğer, kalp hastalığı olan, diyalize giren ve şeker hastalığı olan hastalar mutlaka grip aşısı olmalı. Astım hastaları açısından da; Global Astım İnisiyatifi’nin (GINA) önerilerine göre astımın şiddeti orta ya da ağır düzeydeyse onların da grip aşısı olması gerekiyor” diye uyardı.
“Çocuklar ellerini sık sık yıkamalı”
Okulların açılacak olmasıyla birlikte bu konuda öğretmenlerin de dikkatli olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Öktem, “Özellikle allerjik hastalıkların ve solunum hastalıklarının artmaması için sınıfların iyi havalandırılması gerekiyor. Çocukların ellerini sık yıkaması da sınıflarda enfeksiyon oluşumunu azaltacaktır” diye konuştu.
Kendi ilaçlarını kullanabilecek yaşta olan astım hastası çocuklara, acil durumlardaki tedavi planlarının verildiğini de ifade eden Prof. Dr. Öktem, “Eğer sınıfta hırıltı gibi problemleri olursa, ilaçlarını çıkarıp kullanmaları doğru bir yaklaşım olacaktır” dedi.
[ad_2]
Kaynak