[ad_1]
Bağcıyla işim olmaz, amacım üzüm yemek…
Bunu baştan belirteyim!
Yazının başlığı ve konusu, bağcıyla ilgili değil!
***
İstanbul Bilgi Üniversitesi (İBÜ)’nin Vakıf hisselerinin Can Holding’e devredildiği iddia edildi. Üniversite yönetimi “Bu konuda açıklama yok!” derken, üniversiteyi satın aldığı iddia edilen Can Holding yetkilileri, “İşbirliği için teklifte bulunduk, ancak süreç henüz tamamlanmadı, görüşmeler devam ediyor” dedi…
Başka grupların da üniversiteyi almak için teklifte bulunduğunu belirten şirket yetkilileri “Süreç tamamlandığında üniversite yönetimi açıklamada bulunur. Şu an için bizim açımızdan kamuoyuna duyurulacak bir gelişme söz konusu değil” açıklamasında bulundu…
Haber böyle…
***
YÖK tarafından hazırlanan ‘Vakıf Yükseköğretim Kurumları Raporu’na göre, Türkiye’de toplam 76 vakıf üniversitesi bulunuyor…
En fazla vakıf üniversitesi İstanbul’da…
İstanbul’da 47 vakıf üniversitesi var, ikisi henüz eğitim öğretime başlamadı…
İBÜ, İstanbul’da kurulan ilk vakıf üniversitesi…
7 Haziran 1996’da kuruldu…
***
İBÜ, Silahtarağa Santrali’nin değişim projesine talip olduktan sonra ekonomik sıkıntıya girdi…
YÖK’ün kontenjan sınırlamasına gitmesiyle, ünniversite öğrenci sayısında ciddi kayıplar yaşadı…
2006 yılında üniversitenin yüzde 50’si Laurep adlı bir Amerikan şirketine satıldı…
Laurep’in bir çok ülkede üniversite ortaklıkları bulunuyor. Laurep’in ortaklık kurduğu üniversitelerde toplam 300 bin öğrenci eğitim görüyor. Yaklaşık 3 milyar dolarlık işlem hacmine sahip olan Laurep, Newyork’un ünlü borsalarından Nasdaq’dan işlem görüyor.
***
Son dönemlerde bazı vakıf üniversitelerinin kolayca alınıp satıldığını görüyoruz…
Üç üniversitesi olan bile var!
Hristiyanlıktaki Baba-Oğul-Kutsal Ruh gibi…
Üçü de aynı kapıya çıkıyor…
Baba’nın bir üniversitesi var, büyük oğlu başka bir üniversitenin sahibi, küçük oğul da başka bir vakıf üniversitesinin sahibi!
Ben, ‘sahibi’ diyorum; YÖK, ‘mütevelli heyeti başkanı’ diyor…
Aramızdaki tek fark, bu!
Holdingleşen üniversite sistemi…
Alım satım için yapılması gereken tek şey, kurucu vakfın mütevelli heyetinin değiştirilmesi…
YÖK, bunlara seyirci kalıyor, ses çıkar-a-mıyor, göz yumuyor ve sadece ‘haklısınız’ diyor!
***
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cahit Güran, Anayasa’ya göre yükseköğretim alanında kazanç amacı güden girişimlere izin verilmediğine dikkat çekiyor. Anayasa uyarınca, vakıf üniversitelerinin kazanç amacı güdemeyeceğini, kurucu vakfa ve üçüncü şahıslara kaynak aktaramayacağını, aktardığı tespit edilen üniversitelerin kapatılacağını vurgulayan Güran, “Buna rağmen son dönemlerde bazı vakıf yükseköğretim kurumları, birtakım usullerle el değiştiriyor, başka bir ifadeyle satılıyor. Devlet tarafından kuruluş izni verilen bu kurumların el değiştirmesinden birtakım kişilerin yüksek miktarda kişisel menfaat ve kazanç elde ettiği söylentileri ve şikâyetleri artarak devam ediyor. Vakıf üniversiteleri bakkalın el değiştirmesinden daha kolay el değiştiriyor. Bu işletmelerin üniversite ve üçüncü kişilerle arasındaki ilişki, yasal dayanak olmadığı için takip edilemiyor” diyor.
***
‘VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ’ne göre, ‘Vakıflar kendilerine kazanç sağlamak amacı ile yükseköğretim kurumu kuramazlar. Kurmuş oldukları yükseköğretim kurumundan herhangi bir surette gelir, kazanç ve hak elde edemezler. Vakıf yükseköğretim kurumunun her çeşit gelirleri yükseköğretim kurumunda kalır ve geçici ya da dolaylı olarak dahi hiç bir surette vakıf mamelekine veya üçüncü şahıslara intikal ettirilemez. Vakıf yükseköğretim kurumları kaynak aktarımı yapamaz.’
Yönetmelik böyle…
Açık ve net!
Peki, n’apılıyor?
Alım satım!
***
YÖK, yabancı üniversitelerin Türkiye’de faaliyet göstermesine izin vermiyor; kanunen zaten bu mümkün değil…
Acaba?
Bastır parayı, değiştir kurucu vakfın mütevelli heyetini, oldu bitti!
Bu kadar kolay!
Bilim hayatımıza katkı sağlayan ve işini doğru ve düzgün yapan pek çok vakıf üniversitesi de, bu durumdan en az bizler kadar şikayetçi…
Yeni YÖK (YÖK, kendini böyle adlandırıyor)’e duyurulur!
[ad_2]
Devamini oku >>