[ad_1]
Bakan Albayrak, NTV’de katıldığı programda gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım kararına değinen Albayrak, son dönemdeki gelişmelere ilişkin sürecin duygusallıktan ari, rasyonel bir akılla yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Albayrak, „Devlet olmak ve devlet aklını temsil etmek böyle olur. İki ülke ilişkilerinin tarihi geçmişi var. Güçlü tarihi bağlarını, NATO ittifakı ve stratejik müttefiklikle birleştiren iki ülkenin ilişkilerini bu çerçevede değerlendirip yönetmek gerekir. Türkiye olarak biz hep bu akılla süreçleri yürütmeye çalışıyoruz. Son dönemdeki gelişmeler, farklı siyasi söylemler ne şekilde olursa olsun, devlet ağırlığını hiçbir zaman elden bırakmamak lazım.“ diye konuştu.
Son dönemdeki gelişmelerin bu hassas teraziyle çözüm ve ortak akıl çerçevesinde yönetilmesi gerektiğine işaret eden Albayrak, iki ülke dışişleri bakanları arasında sabah saatlerinde gerçekleşen görüşmede de bu anlamdaki iradenin güçlü şekilde masaya konulduğunu vurguladı.
Albayrak, iki ülke arasında problemler olabileceğine ancak hep diplomasinin üstün gelmesiyle ilişkilerin devam edeceğine dikkati çekerek, benzer özellik gösteren Türkiye-AB ilişkilerinde de her zaman diplomatik aklın kazandığını hatırlattı. Albayrak, ABD ilişkilerinde de aynı durumun geçerli olduğunun altını çizerek, „Bugün aramızdaki ilişki gergin olabilir, yarın düzelebilir. Hep bu usulü gözeterek, bunu unutmadan yürütmek lazım. Son dönemki dalgalanmaların akabinde biz hep bunu üstün tutmaya çalıştık.“ ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile görüşmesine ilişkin bilgi aldığını aktaran Albayrak, „İki ülkenin geçmiş hukukuna yakışır düzeyde güçlü irade masada ortaya konulmuş. Bu, önemli bir adım. İki ülke dışişleri bakanı da yetkili şekilde toplantıda çözüm yönünde irade koymanın neticesini almış, bu da önemli. İki ülke arasındaki potansiyel ve mevcut krizlerle alakalı nasıl bir yol haritası belirleneceği noktasında pozitif irade ortaya konularak bu görüşme gerçekleşmiş. Dolayısıyla bu çerçeveden bakınca, günlük söylemlere dayalı provokatif, manipülatif bilgilerle değil, devlet aklı, vakarı ve ciddiyetiyle refleks ortaya koymak lazım.“ değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, iki ülke ilişkilerinde araya bazı kanallar ve söylemler girdiği zaman farklı yorumların yapılabileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
„Devletler hep bu ciddiyette olduğu zaman, ipler hiçbir zaman kopmaz. ABD ve Kuzey Kore görüştü. Toplum ve kamuoyu şunu bilmeli, hepten kopmak ve hepten yakınlaşmak noktasında değil, bu iletişimin doğru şekilde yürütülmesi önemli. Aynı evin içindeki iki kardeş bile aynı konuda anlaşamayabiliyor, 40 yıllık karı koca, eşler bile her konuda anlaşamıyorlar, bazen tartışıyorlar, sonra barışıyorlar. Böyle bakmak lazım. Biz hep böyle bakıyoruz, stratejik müttefiklik hukuku da bu şekilde. Devletin bu yapıcı üslubuna karşın, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yumuşak başlı koyun hikayesi gibi olmadığı yüzlerce yıllık tarihimizden bilinir. Biz hep yapıcı olacağız ama her koşula da hazır olmak zorundayız. Bundan yana bir sıkıntımız yok. Bugün gayet yapıcı, olumlu bir süreç var. İki ülkenin menfaatine olacak şekilde, yapıcı bir iletişimin devam etmesi yönünde güçlü irade masaya konulmuş. Bu çerçevede bunu korumaya devam edeceğiz.“
Spekülasyonlarla ilgili uyarıda bulunan Albayrak, konunun ciddiyetle ve devlet aklıyla yönetilmesi gerektiğini söyledi. Albayrak, gelişmeler üzerinden piyasaya dedikodu mahiyetinde söylemlerin yansıtıldığına dikkati çekerek, „Medya ve piyasa camiasında manipülasyon ve spekülasyon özelinde, ortalığı karıştırmaya yönelik söylemler eskiden beri vardı. Bunlara itibar edilmemesi lazım.“ dedi.
„HEM ENFLASYON HEM DE FAİZİN TEKRAR ZAPTURAPT ALTINA ALINIP TEK HANELİ RAKAMLARA DÖNÜŞTÜRÜLMESİNİ HEDEFLİYORUZ“
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, enflasyon ve faizin tekrar tek haneli rakamlara düşürülmesini hedeflediklerini vurgulayarak, „2019 yılı itibarıyla inşallah tek haneli rakamları göreceğiz. Hatta 2018 sonu itibarıyla düşüş trendini güçlü şekilde göreceğiz.“ dedi.
Para politikasına ve Merkez Bankasının son dönemde izlediği stratejiye değinen Albayrak, Bankanın bilgiye güçlü erişimi olduğunu ve bağımsızlığını da biraz buradan aldığını söyledi.
Kurumun analiz yeteneğine işaret eden Albayrak, „Sahip olduğu data ve analiz kadrosu birleştiğinde ekonomiyle ilgili tespitlerde bulunuyor, şöyle olursa, böyle olursa diye. Son açıklamaya bakıyorsunuz, Orta Vadeli Program’daki (OVP) kararlılık, mali disiplindeki süreçler, bunların etkisi… Nitekim bugün bakıyorsunuz Merkez Bankasının haklı çıktığı bir resim var.“ diye konuştu.
Albayrak, „Merkez Bankası faiz artırsaydı bu gündemde pek işe yaramayacaktı belki, öyle mi?“ sorusuna karşılık, „O anlamda başarılı oldu belki, öyle de yorumlanabilir. Ne deniyor, ‚Arada bir marj ve makas var.‘ Merkez Bankası kararında diyor ki, ‚Burada para politikasıyla ilgili sürecin yanında mali politikaları, disiplini de görmemiz lazım. Bununla ilgili adımların ekonomiye, piyasalara etkisini gözlemleyerek bakacağız.‘ Herkesin bir ödevi, bu ekonomik planda bir sorumluluğu var. OVP noktasında bizimle paydaşların, ilişkili bakanlıkların, kurumların, hazinenin, maliyenin görevi var.“ değerlendirmesinde bulundu.
Öncelikli hedeflerinin enflasyon ve faiz düşüşü olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
„Hem enflasyon hem de faizin tekrar zapturapt altına alınıp tek haneli rakamlara düşürülmesini hedefliyoruz. 2019 yılı itibarıyla inşallah tek haneli rakamları göreceğiz. Hatta 2018 sonu itibarıyla düşüş trendini güçlü şekilde göreceğiz. Çok somut adımlar atmaya başladık. Bundan daha güçlü adımlar atma süreci devam edecek. Kamudan başlayarak cari harcama, tasarruf, mali disiplin sürecinin adımlarını zaten piyasa görüyor, görmeye devam edecek.“
„GÜÇLÜ BİR RESİM ÇİZECEĞİZ“
Piyasalara yönelik bugünden yarına tespitlerde bulunmanın doğru olmayacağını dile getiren Albayrak, şunları söyledi:
„5 yıllık öyle güçlü bir resim çizeceğiz ki bunun adımlarını OVP açıklandığında, attığımız adımlar noktasında ve tüm bu adımların senkronize, koordine, uyumlu şekilde ulaşmaya çalıştığımız büyük, güçlü ekonomi hedefiyle ne kadar uyumlu olduğunu herkes görecek. Fiyat istikrarı açısından enflasyonun dizginlenip aşağı düştüğünü, büyümeye pozitif etkisini, faizlerin düşüp konuttan tüketime, reel sektör harcamalarına kadar güçlü etki yapacağını herkes görecek. Türkiye’nin bu trendi, hem yatırımcısına hem de Türkiye’de yerleşik 81 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının refah düzeyinin, zenginliğinin gelişmesine katkı sağlayacak. Reel sektör de bundan nasiplenecek. Borçlanma maliyetleri, yatırım noktasındaki maliyetler, enstrüman çeşitliliği, vadelerin uzaması, faizlerin düşmesi istihdama da etki yapacak. Bundan zerre şüphemiz yok.“
Albayrak, OVP’ye ilişkin sorulara, „Eylül ayında program açıklandığında art niyetli olmayan herkes, bugüne kadarki OVP’lerin hiçbirine benzemeyen, çok daha sağlam, üretime dayalı, büyüme odaklı, büyük ve güçlü Türkiye hedefini sağlam şekilde destekleyecek bir ekonomi dönüşüm sürecini görecek.“ yanıtını verdi.
SERMAYE PİYASALARINA YÖNELİK GÜÇLÜ ADIMLAR
Albayrak, sermaye piyasalarına yönelik hedeflere ilişkin de bilgi verdi.
Sektörün insan kaynağı kalitesinin artırılmasından finans sektöründe sermaye piyasalarının payının yukarıya çekilmesine uzanan bir dizi konu üzerinde durduklarını dile getiren Albayrak, „Türkiye’ye bugünkü tablo yakışmıyor. Mevzuat değişimi, yasal dönüşüm, kurumlar arası koordinasyon, gerekiyorsa birleşme dahil çok detaylı bir çalışma yapıyoruz. Piyasa ve pazar genişlemesiyle ilgili çok güçlü adımlar atacağız. Yüzde 5’ler, 8’ler Türkiye’ye yakışmıyor.“ ifadesini kullandı.
Bu konudaki gerçek dönüşümü önümüzdeki sürecin olmazsa olmazı, ekonominin en önemli ayaklarından biri olarak gördüklerini vurgulayan Albayrak, „Sihirli kelime uyum. Tek sesli, güçlü, bir hedefe hareket eden, herkesin aynı amaca, hedefe birlikte yürüdüğü, enerjisini buraya harcadığı senkronize, güçlü, koordineli bir ekonomi yönetimine emin adımlarla yürüyoruz.“ dedi.
„TÜRKİYE İÇİN TEHDİTLERDEN DAHA BÜYÜK FIRSATLAR VAR“
Küresel ekonominin büyük tehditlerle karşı karşıya kaldığını ancak Türkiye için tehditlerden daha büyük fırsatların olduğunu belirten Albayrak, „Türkiye’nin, bulunduğu coğrafya, stratejik konumu, küresel ekosistem içinden aldığı pay itibarıyla çok büyük fırsatları var. Bu dönemi güçlü ve kararlı bir ekonomi yönetimiyle birlikte güvenlik, dış politika, savunma ve bütün alanlarla birleştirdiğimizde Türkiye, inanılmaz bir fırsat penceresiyle karşı karşıya.“ değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, katıldıkları bütün küresel toplantılarda ve ülkelerle birebir görüşmelerde bu fırsatların kendilerine önerilen iş birliği ve bu noktada atılacak adımlarda görüldüğünü vurguladı. Bakan Albayrak, G20 özelinde ve katılım sağlanan diğer programlarda Türkiye’nin doğu ve batıyla daha güçlü bir şekilde ortaya konulacak bir ekonomi diplomasisini eş güdümlü yürüteceğini söyledi.
Çin ve Hindistan’ın gayrisafi milli hasıla olarak ekonomik büyüklüğünün 2030 yılına gelmeden G7 ülkelerinin toplamını geçeceğine dikkati çeken Albayrak, şu ifadeleri kullandı:
„Bu iki ülkenin nüfusu dünyanın yarısı ama Türkiye’nin 170 milyar dolarlık ihracat paketinin içinde bu iki ülkenin piyasa pazar payı yüzde 2-3’lerde. Bu tarafa dönerken pergelin ayağını açarak doğudan batıya ekonomik iş birliğine, Afrika piyasasıyla Avrupa’daki çok kritik stratejik ortağımız olan ülkelerle birebir iş birliği yaparak üçüncü ülkelerde ortak pazarlara girelim istiyoruz, bunun görüşmelerini yapıyoruz. Çünkü Türkiye hareket kabiliyeti, girişimci özel sektörü, ekonomik ve sektörel altyapısıyla güçlü ve rekabetçi bir ülke. Maliyet ve kalite avantajını birleştirdiğimizde küresel ticarette çok stratejik avantajımız var. Bunu sanayi dönüşümüyle de güçlendireceğiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız ile de konuştuk, katma değerli ürün, kilo bazlı ağırlıklı ihracat rakamını dönüştürecek ve batıdan doğuya sanayi üretim dönüşümünü güçlü bir şekilde ortaya koyacak teşvik politikasını önceliklendirecek destek politikaları, mikro hibe destekleri gibi bu çerçevedeki alt kırılım detaylarının hepsine çok ince çalışılıyor.“
„ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ YIL SONUNA KADAR DAHA OLUMLU GELİŞECEK“
Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en güzel tarafının bakanlık sayısının 26’dan 16’ya düşürülmesi ve bakanların çoğunun özel sektör ve şirket mantığıyla çok daha uyumlu kurumlarını yönetmesi olduğuna dikkati çekerek, geçmişten bugüne kadar taşınan bürokrasideki tecrübenin aklıyla özel sektör mantığının birleştirilerek daha dinamik bir sürecin bu sistemle başlatıldığını bildirdi.
Bugünün dünden, yarının da bugünden daha iyi olacağını düşündüğünü söyleyen Albayrak, „Hiçbir endişem ve şüphem yok ama biz günlük yaşamayacağız. Önümüzdeki küresel süreç, bu yüzyılın güçlü resminde Türkiye’yi başka bir yere koyuyor. Türkiye, bu stratejik ve kritik avantajını siyasi ve toplumsal anlamda güçlü bir yapıya kavuşturdu. Hele de 15 Temmuz, 16 Nisan ve 24 Haziran süreçlerinden sonra üzerine koyarak, güçlü bir şekilde yürüyecek.“ dedi.
Albayrak, Türkiye’nin tüm paydaşlarıyla güçlü bir şekilde, emin adımlarla yolunda ilerlerken, kendileriyle el ele yürüyen herkesin de kazanarak yürüyeceğini belirterek, şunları kaydetti:
„Türkiye’nin önü çok açık ve bu adımların meyvelerini hep aynı şekilde aldık, almaya da devam edeceğiz. Piyasa algısı açısından da onu söylüyorum. Bugün bakıyorsunuz enflasyon rakamı açıklandı, beklentilerin altında, pozitif bir süreç. Önümüzdeki süreçte yıl sonuna kadar daha da olumlu gelişecek. Çünkü biz bununla ilgili tedbirleri çok güçlü alıyoruz. Temmuz ayında gıda eksi 0,28’de, çok olumlu bir adım. Önümüzdeki dönemde Hal Yasası, bununla ilgili adımlar olacak. Ticaret Bakanlığımız sürpriz çalışmalar yapıyor, önemli adımlar atacak. Biz önemli adımlar atıyoruz, atacağız. Türkiye, belki 10 yıllardır konuşulan bu yapısal süreçleri geride bıraktığı bir döneme girecek. Tüm paydaşlarımızla çok güçlü, uyumlu bir iletişimle bu sürece başladık, çok rahatız ve daha da iyi olacak.“
[ad_2]
Devamini oku >>